Dünyada her yıl astıma bağlı 400 bin ölüm gerçekleşiyor

SAĞLIK (D20HA) - DENİZLİ20HABER.COM | 25.05.2022 - 14:11, Güncelleme: 25.05.2022 - 14:11
 

Dünyada her yıl astıma bağlı 400 bin ölüm gerçekleşiyor

Denizli Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Zahide Alaçam, dünyada her yıl 400 binden fazla astıma bağlı ölüm olduğunu belirterek astım hastalığı hakkında bilgi verdi, astımı olan hastaların nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda önerilerde bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)‘ne göre tüm dünyada 339 milyon kişinin astımı olduğunun tahmin edildiğini  ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Zahide Alaçam, astım hastalığı ve belirtileri hakkında şu bilgileri verdi: “Astım, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır. Astım tekrarlayan ve ataklar halinde gelen nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı/ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Uygun ilaç tedavisinin verilmesi ve astım tetikleyicilerinden uzak durulması ile astım belirtileri kontrol altına alınabilir. Uluslararası ve ulusal astım rehberindeki en önemli yenilik nefes açıcı (kurtarıcı) ilaçların astım tedavisinde artık tek başına kullanılması yerine mutlaka asıl tedavi edici ilaç olan inhaler kortizon ile birlikte alınması önerisidir” dedi. Astımı Kontrol Altında Tutmak İçin Astımlı Hastalar Ne Yapmalıdır? Alaçam, astımın kontrolünü güçleştiren etkenleri; ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmaması ve bunun yanında solunum yolu enfeksiyonları, allerjenler, sigara dumanı ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak olarak sıralayarak; “Yapılan araştırmalarda hastaların ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde kullanmasının, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, Akdeniz diyeti tipi sağlıklı beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın, solunan ortam havasını temiz tutmanın astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir” şeklinde konuştu. Astım Hastaları Nasıl Beslenmelidir? Astımın inflamatuar bir hastalık olduğunu, hava yollarında ve vücutta inflamasyon (mikrobik olmayan yangı) bulunduğunu vurgulayan Uz.Dr. Zahide Alaçam, bu durumda inflamasyonu uyaracak zararlı gıdalar tüketmenin vücuttaki inflamasyonu daha da arttıracağı için astım belirtilerinde artmaya neden olabileceğini söyledi. Alaçam; astım hastalarına beslenmede şu önerilerde bulundu: “Inflamasyonu arttıran gıdalar; içinde şeker olan her türlü yiyecek ve içecekler, tatlandırılmış tahıllar (sabah  kullanılan kahvaltılık gevrekler gibi), gluten içeren besinler (ekmek, hamur işi gıdalar), fruktoz veya mısır şurubu içeren içecekler-tatlılar, işlenmiş etler (sucuk salam sosis gibi), kızartılmış tüm gıdalar, inek sütüdür. Vücuttaki inflamasyonu söndürmek için önerilen ise Anti-inflamatuar beslenme tarzıdır. Yani; Gluten yerine yulaf, kinoa, tef, sorgum, darı, karabuğday, yabani pirinç, siyah pirinç, esmer pirinç gibi rafine edilmemiş tahıllar tercih edilebilir. Zirai tarım ilacına maruz kalmamış taze yeşillik, sebze ve meyve tüketilmeli. Tarım ilacı maruziyeti olabileceği düşünülüyorsa gıdalar, tüketilmeden önce 15 dakika karbonatlı suda bekletip durulanmalı. Doğal ortamda yetişen, antibiyotik ve GDO'lu yemlerle beslenmeyen hayvan etleri tüketilmeli. Haftada en az 1 gün balık yenmeli. Yenmediği günlerde ise Omega 3 takviyesi alınabilir. Soğuk sıkım zeytinyağı, hindistancevizi yağı, avokado yağı gibi sağlıklı yağlar tercih edilmeli. Brokoli, lahana, brüksel lahanası, soğan, sarımsak gibi sülfür içeren gıdalar sık tüketilmeli. Yaban mersini, ahududu, böğürtlen gibi mor renkli meyveler bol antioksidan içerir. Yemeklere zerdeçal, zencefil, tarcın gibi anti-inflamatuar özellikli baharatlar eklenebilir” dedi.
Denizli Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Zahide Alaçam, dünyada her yıl 400 binden fazla astıma bağlı ölüm olduğunu belirterek astım hastalığı hakkında bilgi verdi, astımı olan hastaların nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda önerilerde bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)‘ne göre tüm dünyada 339 milyon kişinin astımı olduğunun tahmin edildiğini  ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Zahide Alaçam, astım hastalığı ve belirtileri hakkında şu bilgileri verdi: “Astım, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır. Astım tekrarlayan ve ataklar halinde gelen nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı/ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Uygun ilaç tedavisinin verilmesi ve astım tetikleyicilerinden uzak durulması ile astım belirtileri kontrol altına alınabilir. Uluslararası ve ulusal astım rehberindeki en önemli yenilik nefes açıcı (kurtarıcı) ilaçların astım tedavisinde artık tek başına kullanılması yerine mutlaka asıl tedavi edici ilaç olan inhaler kortizon ile birlikte alınması önerisidir” dedi.

Astımı Kontrol Altında Tutmak İçin Astımlı Hastalar Ne Yapmalıdır?

Alaçam, astımın kontrolünü güçleştiren etkenleri; ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmaması ve bunun yanında solunum yolu enfeksiyonları, allerjenler, sigara dumanı ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak olarak sıralayarak; “Yapılan araştırmalarda hastaların ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde kullanmasının, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, Akdeniz diyeti tipi sağlıklı beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın, solunan ortam havasını temiz tutmanın astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir” şeklinde konuştu.

Astım Hastaları Nasıl Beslenmelidir?

Astımın inflamatuar bir hastalık olduğunu, hava yollarında ve vücutta inflamasyon (mikrobik olmayan yangı) bulunduğunu vurgulayan Uz.Dr. Zahide Alaçam, bu durumda inflamasyonu uyaracak zararlı gıdalar tüketmenin vücuttaki inflamasyonu daha da arttıracağı için astım belirtilerinde artmaya neden olabileceğini söyledi. Alaçam; astım hastalarına beslenmede şu önerilerde bulundu: “Inflamasyonu arttıran gıdalar; içinde şeker olan her türlü yiyecek ve içecekler, tatlandırılmış tahıllar (sabah  kullanılan kahvaltılık gevrekler gibi), gluten içeren besinler (ekmek, hamur işi gıdalar), fruktoz veya mısır şurubu içeren içecekler-tatlılar, işlenmiş etler (sucuk salam sosis gibi), kızartılmış tüm gıdalar, inek sütüdür. Vücuttaki inflamasyonu söndürmek için önerilen ise Anti-inflamatuar beslenme tarzıdır. Yani;

Gluten yerine yulaf, kinoa, tef, sorgum, darı, karabuğday, yabani pirinç, siyah pirinç, esmer pirinç gibi rafine edilmemiş tahıllar tercih edilebilir.

Zirai tarım ilacına maruz kalmamış taze yeşillik, sebze ve meyve tüketilmeli. Tarım ilacı maruziyeti olabileceği düşünülüyorsa gıdalar, tüketilmeden önce 15 dakika karbonatlı suda bekletip durulanmalı.

Doğal ortamda yetişen, antibiyotik ve GDO'lu yemlerle beslenmeyen hayvan etleri tüketilmeli.

Haftada en az 1 gün balık yenmeli. Yenmediği günlerde ise Omega 3 takviyesi alınabilir.

Soğuk sıkım zeytinyağı, hindistancevizi yağı, avokado yağı gibi sağlıklı yağlar tercih edilmeli.

Brokoli, lahana, brüksel lahanası, soğan, sarımsak gibi sülfür içeren gıdalar sık tüketilmeli.

Yaban mersini, ahududu, böğürtlen gibi mor renkli meyveler bol antioksidan içerir.

Yemeklere zerdeçal, zencefil, tarcın gibi anti-inflamatuar özellikli baharatlar eklenebilir” dedi.

Denizli HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.