Balık, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; Selçuklu ile Bizans arasında Eskişehir, Uşak, Denizli, Burdur, Isparta, Antalya hattı sınır olmuş ve buradaki şehirlere uç şehirleri denilmiştir. Selçuklular bu bölgeye Bizans’a karşı güçlü bir savunma hattı oluşturabilmek için en cevval ve en savaşçı Türkmen unsurları yönlendirmiştir. Bölgenin en hareketli yerlerinden birisi de Denizli’dir. Denizli ve çevresinde Türkler ilk kez Malazgirt Savaşından önce 1069 yılında görülmüştür. Bu yılda Alpaslan’ın komutanlarından Afşin Bey, Honaz’ı yağmalamıştır. Bundan sonra hem Selçuklular hem de Bizans son derece stratejik bir noktada bulunan Denizli’ye hakim olabilmek için yoğun bir mücadele içine girmişlerdir. Ancak bu bölgede zaman içerisinde çok güçlü bir Türkmen yığılması gerçekleşmiştir. Nitekim 1148 yılında gerçekleşen II. Haçlı Seferi sırasında bölgedeki Türkmenler, Honaz Dağında bulunan Kazıkbeli’nde, Haçlı kuvvetlerine çok ağır bir darbe vurmuşlardır. Savaşın görgü şahitlerinden olan Odo de Deuil, uğradıkları bu yenilginin üzüntüsünü “ Fransa’nın fidanları Dımışk’ta (Şam) meyve veremeden soldular” cümlesi ile özetlemiştir. Denizli bölgesindeki mücadele ve hareketlilik bu dönemden sonrada artarak devam etmiştir. 

Program sonrası Ensar Vakfı Denizli Şube Başkanı Hüseyin Karademir,  "Bizi yükselten dinimize karşı duyduğumuz büyük aşktır." yazılı Abdulhamid Han Ajandasını PAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim üyesi Dr. İbrahim Balık'a Takdim etti. Program, dinleyicilerden gelen soruların cevaplanmasıyla nihayete erdi.