"Üzüm kaderimiz" diyen Fethi Akcan'a, "Su yoksa Üzüm suyu mu içirelim Çal'a" tepkisi!

"Büyük Menderes yatağı neredeyse kuruma noktasına geldi. Üzüm, yani bağcılık bu coğrafyanın kaderi ama Büyük Menderes Nehri yatağının kuruması kader değil. Başta DSİ olmak üzere yetkililer ivedilikle Büyük Menderes için harekete geçmelidir”  diyen Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan’a, Yüksek Şehir ve Bölge Plancısı/Ekolojist Tahir Çalgüner'den eleştiri geldi.

Tahir Çalgüner;  “Bölgenin kaderi salt üzüm ve türevleri olamaz bunun yanında Sanayi yatırımı ve üretim çeşitliliğine gidilmesi ve bütüncü havza planlaması yapılması gerekir. Üzüm Fetişi eğer bir belediye başkanının salt kaderi haline gelmişse; bu anlayışla; “Su yoksa üzüm suyu içiniz" noktasına getirirsiniz bölgeyi” dedi.

Çalgüner;  Menderes su havzası kapsamında su bilançosunu düzenlemek amaçlı Belediyeler hizmet birliği kurulmasının gerektiğini söyleyerek;  “Sorun DSİ'ni regülatör ve su biriktirme inşaatları yapmasıyla çözülecek kadar basit değil” vurgusu yaptı.

Çalgüner'in, Çal ile ilgili tespitlerini özetle şöyle sıraladı;

Çarpık ve aşırı tarımlaşma, yani aşırı bağcılık ve hayvancılık sonrası kontrolsüz ve çok sayıda yeraltı suyu çekimine neden oluyor. Eskiden suları taşan Menderes nehrinde şimdilerde ekolojik taşıma kapasitesi üzerinde bir azalma var. Özellikle Çal bölgesinde kontrolsüz bir şekilde artan üzüm bağları çok su istiyor. Keza Hayvancılık sektörü ise İnsanlardan fazla su tüketiyor. Yani Çok yönlü bir Yerel Kalkınmacı Planlama yok. Üzüm ticaret işi, Şarap ise imalathanedir.