BEKİR ÖZCAN
Köşe Yazarı
BEKİR ÖZCAN
 

DOĞRULUK VE DOĞRULUK EĞİTİMİ

Doğruluk ahlaki değerler içerisinde en üst derecede bulunan üstün bir meziyettir. Doğruluk olmadan yapılan nice iyilik ve amellerin ne Allah katında nede insanlar nezdinde bir değeri yoktur. Sıdk, istikamet, adalet ve hidâyet gibi çeşitli türevleri olan doğruluk, ahlâkî vasıfların tümünü kendinde toplayan üst kavramdır.   Sadece sözde değil özünde de Allah'a, meleklere, âhirete, kitaplara, peygamberlere inanan, mallarını akrabaya, yetimlere, yoksullara harcayan, namaz kılan, zekât veren, oruç tutan, sabreden, sözünde duran, cihat eden... müminlerin bütün bu vasıfları doğruluk hâlinin tezahürlerindendir. (Bakara,177)   Doğruluk vasfı, ancak Doğru Yol ‘un (İslam) anlaşılmasıyla geçerlilik kazanır. Doğru ve iyi kabul ettiklerimiz ilahi nizama uygun oldukları sürece baki kalacaklar, aksi halde bir yanılma veya zandan ileri gidemeyecektir. Nitekim “..İman ettim de, sonra dosdoğru ol” (Müslim, 38) hadisi de imanın öncelenmesi gerektiği ve her şeyin iman ile beraber değer kazanacağını belirtmektedir.   Doğruluk ve dürüstlük, bir insanda imandan sonra bulunması gereken en önemli haslettir. Çünkü imandaki sadakat duygusu bunu gerektirir. Nitekim bu önemine binaen peygamberlerde bulunması gerekli sıfatlardan birisi hatta birincisi doğruluk, dürüstlüktür. Çünkü doğruluk ve dürüstlük büyük bir erdem ve kişinin çevresine güven vermesini sağlayan yüce bir niteliktir. Bunun içindir ki, Peygamberimizin İslamiyet’e davet ettiğini duyanlar, ilk önce onun doğru ve dürüst olup olmadığını sormuşlardır. Peygamberimizin dürüst olduğunu, şimdiye kadar hiç kimseyi aldatmadığını ve yalan konuşmadığını öğrenenler şu değerlendirmeyi yapmışlardır: "İnsanlara karşı dürüst olan bir kimse Allah’a karşı niçin dürüst olmasın."(Buharî, Bedu’l-Vahy, 6)   Kur'ân-ı Kerim, doğruluğa dair birçok âyet ihtiva eder. Bu ayetlerde doğruluğa rol/model olarak bazı peygamber ve kişilerden örnekler sunar. Bu rol/modellerden biri de Hazret-i İbrahim’in gördüğü rüya karşısında evladını kaybetme pahasına da olsa doğruluktan ödün vermeyerek oğlunu kurban etmek istemesidir. Cenab-ı Hak bu olayı (İbrahim, gerçekten rüyasına sadakat gösterdi. Elbette bu açık bir imtihandı…(Saffat, 105) ayeti ile ifade eder. Kur'an-ı kerimde, sözüne sadık olanlar ayrıca övülmektedir: (Müminler içinde Allah’a verdiği sözde duran nice erler var.) (Ahzab, 23)   Hayatın her alanında evlilikte, aile içinde, sosyal çevremizde, iş ortamında ve alışverişlerimizde doğru ve dürüst bir ilişkinin ne kadar önem taşıdığı inkar edilemez bir gerçektir. Bu meziyetlerden topluma yönelik olanların yanında, belki de bugün en fazla ihtiyacımız olan tarafı doğruluğun bireye sağladığı iç huzurudur. Doğrunun zıddı olan yalan ise sadece huzursuzluk sebebidir. Yalan makinasının icadına sebeb olan ise bu huzursuzluğun sebebiyet verdiği göz, nabız ve hareketlerde ki fizyolojik değişkenliktir. “…Doğruluk kalp huzuru, yalan ise şüphedir."(Tirmizi, 2518)   Birde dürüst kişilerin işlerinin yolunda gitmesinin yanın da ahirette de bağışlanacak olması ve cenneti hak etmesi, doğruluğa verilebilecek en güzel karşılık olacaktır. “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın..” (Ahzab, 70-71)  “Allah şöyle buyuracaktır: Bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur.” (Maide, 119)   Doğruluk peygamberlerde bahşedilmiş bir özellik iken bizde ise çabalayarak zamanla elde edilebilen bir ahlaki değerdir. Doğruluk eğitimini kolaylaştıran en önemli faktörün doğruluğun doğuştan gelen fıtri bir özellik olmasının yanında doğruluk eğitimini zorlaştıran en temel faktörün de yalanın hızlıca normalleşmesi ve hayatımızın her anına girebilmesidir. Özellikle pembe, beyaz ve küçük yalanlar gibi yalanın masumlaştırılması veya yalanın mizah malzemesi haline gelmesi günahlar içerisinde en fazla kabullenilen günahlardan biri olması sonucunu doğurmaktadır. Doğruluk eğitiminde kalbin ve dilin dürüstlüğünü sağlamak için bütün yönleriyle doğru olunmalıdır. Sadece sözde veya sınırlı düzeyde belirli kişilere karşı doğruluk anlayışı ne toplumu nede bireyi düzeltmeye yetmeyecektir. Hadis-i şerifte, (Kalbi doğru olmayanın imanı doğru olmaz. Dili doğru olmayanın da kalbi doğru olmaz) buyurulur. (İbn-i Hanbel, III, 198)   Sonuç olarak Hz. Peygamber’in sünneti ve ashabının davranışları bizlere örnek birer rol/model olmalıdır. Çeşitli maddî kaygı veya beklentilerle doğruluk ve dürüstlükten taviz verildiği takdirde hem sosyal ilişkilerde güvensizlik hakim olacak, hem de toplum güven ortamının sağladığı huzurdan mahrum kalacaktır. Özünde de sözünde de doğru kalabilmek duasıyla..
Ekleme Tarihi: 02 Nisan 2022 - Cumartesi

DOĞRULUK VE DOĞRULUK EĞİTİMİ

Doğruluk ahlaki değerler içerisinde en üst derecede bulunan üstün bir meziyettir. Doğruluk olmadan yapılan nice iyilik ve amellerin ne Allah katında nede insanlar nezdinde bir değeri yoktur. Sıdk, istikamet, adalet ve hidâyet gibi çeşitli türevleri olan doğruluk, ahlâkî vasıfların tümünü kendinde toplayan üst kavramdır.

  Sadece sözde değil özünde de Allah'a, meleklere, âhirete, kitaplara, peygamberlere inanan, mallarını akrabaya, yetimlere, yoksullara harcayan, namaz kılan, zekât veren, oruç tutan, sabreden, sözünde duran, cihat eden... müminlerin bütün bu vasıfları doğruluk hâlinin tezahürlerindendir. (Bakara,177)

  Doğruluk vasfı, ancak Doğru Yol ‘un (İslam) anlaşılmasıyla geçerlilik kazanır. Doğru ve iyi kabul ettiklerimiz ilahi nizama uygun oldukları sürece baki kalacaklar, aksi halde bir yanılma veya zandan ileri gidemeyecektir. Nitekim “..İman ettim de, sonra dosdoğru ol” (Müslim, 38) hadisi de imanın öncelenmesi gerektiği ve her şeyin iman ile beraber değer kazanacağını belirtmektedir.

  Doğruluk ve dürüstlük, bir insanda imandan sonra bulunması gereken en önemli haslettir. Çünkü imandaki sadakat duygusu bunu gerektirir. Nitekim bu önemine binaen peygamberlerde bulunması gerekli sıfatlardan birisi hatta birincisi doğruluk, dürüstlüktür. Çünkü doğruluk ve dürüstlük büyük bir erdem ve kişinin çevresine güven vermesini sağlayan yüce bir niteliktir. Bunun içindir ki, Peygamberimizin İslamiyet’e davet ettiğini duyanlar, ilk önce onun doğru ve dürüst olup olmadığını sormuşlardır. Peygamberimizin dürüst olduğunu, şimdiye kadar hiç kimseyi aldatmadığını ve yalan konuşmadığını öğrenenler şu değerlendirmeyi yapmışlardır: "İnsanlara karşı dürüst olan bir kimse Allah’a karşı niçin dürüst olmasın."(Buharî, Bedu’l-Vahy, 6)

  Kur'ân-ı Kerim, doğruluğa dair birçok âyet ihtiva eder. Bu ayetlerde doğruluğa rol/model olarak bazı peygamber ve kişilerden örnekler sunar. Bu rol/modellerden biri de Hazret-i İbrahim’in gördüğü rüya karşısında evladını kaybetme pahasına da olsa doğruluktan ödün vermeyerek oğlunu kurban etmek istemesidir. Cenab-ı Hak bu olayı (İbrahim, gerçekten rüyasına sadakat gösterdi. Elbette bu açık bir imtihandı…(Saffat, 105) ayeti ile ifade eder. Kur'an-ı kerimde, sözüne sadık olanlar ayrıca övülmektedir: (Müminler içinde Allah’a verdiği sözde duran nice erler var.) (Ahzab, 23)

  Hayatın her alanında evlilikte, aile içinde, sosyal çevremizde, iş ortamında ve alışverişlerimizde doğru ve dürüst bir ilişkinin ne kadar önem taşıdığı inkar edilemez bir gerçektir. Bu meziyetlerden topluma yönelik olanların yanında, belki de bugün en fazla ihtiyacımız olan tarafı doğruluğun bireye sağladığı iç huzurudur. Doğrunun zıddı olan yalan ise sadece huzursuzluk sebebidir. Yalan makinasının icadına sebeb olan ise bu huzursuzluğun sebebiyet verdiği göz, nabız ve hareketlerde ki fizyolojik değişkenliktir. “…Doğruluk kalp huzuru, yalan ise şüphedir."(Tirmizi, 2518)

  Birde dürüst kişilerin işlerinin yolunda gitmesinin yanın da ahirette de bağışlanacak olması ve cenneti hak etmesi, doğruluğa verilebilecek en güzel karşılık olacaktır. “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın..” (Ahzab, 70-71)

 “Allah şöyle buyuracaktır: Bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur.” (Maide, 119)

  Doğruluk peygamberlerde bahşedilmiş bir özellik iken bizde ise çabalayarak zamanla elde edilebilen bir ahlaki değerdir. Doğruluk eğitimini kolaylaştıran en önemli faktörün doğruluğun doğuştan gelen fıtri bir özellik olmasının yanında doğruluk eğitimini zorlaştıran en temel faktörün de yalanın hızlıca normalleşmesi ve hayatımızın her anına girebilmesidir. Özellikle pembe, beyaz ve küçük yalanlar gibi yalanın masumlaştırılması veya yalanın mizah malzemesi haline gelmesi günahlar içerisinde en fazla kabullenilen günahlardan biri olması sonucunu doğurmaktadır. Doğruluk eğitiminde kalbin ve dilin dürüstlüğünü sağlamak için bütün yönleriyle doğru olunmalıdır. Sadece sözde veya sınırlı düzeyde belirli kişilere karşı doğruluk anlayışı ne toplumu nede bireyi düzeltmeye yetmeyecektir. Hadis-i şerifte, (Kalbi doğru olmayanın imanı doğru olmaz. Dili doğru olmayanın da kalbi doğru olmaz) buyurulur. (İbn-i Hanbel, III, 198)

  Sonuç olarak Hz. Peygamber’in sünneti ve ashabının davranışları bizlere örnek birer rol/model olmalıdır. Çeşitli maddî kaygı veya beklentilerle doğruluk ve dürüstlükten taviz verildiği takdirde hem sosyal ilişkilerde güvensizlik hakim olacak, hem de toplum güven ortamının sağladığı huzurdan mahrum kalacaktır.

Özünde de sözünde de doğru kalabilmek duasıyla..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Muammer Yapıcıoğlu
(03.04.2022 16:42 - #155)
Kaleminize sağlık,ancak bu kadar güzel anlatılabilir.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.