BEKİR ÖZCAN
Köşe Yazarı
BEKİR ÖZCAN
 

ÜÇ ELBİSE

İlk insandan (Adem-Havva) beri örtünmek, edep yerlerini korumak ve bulunduğu çevreye, örf ve âdete göre güzel giyinmek insan olmanın bir gereğidir. Giyinme ve örtünme eylemi sadece insanlara özgü medeni bir durumdur. Elbisenin estetik ve etik açıdan insana bir değer kattığı da gerçektir. Bu açıdan elbise eskiden olduğu gibi bugün de insanın kişiliğini ve kimliğini yansıtan bir unsur olarak görülebilmektedir. Örtünme ve giyinme ile alakalı Kuran’da 15 ayette ifade edilmekle beraber A’râf suresinin 26. âyet-i kerimesinde Yüce Rabbimiz birtakım elbiselerden söz etmektedir. “Ey Ademoğulları, biz sizin çirkin yerlerinizi (avretinizi) örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.” (Araf, 26.)   Bu ayette üç çeşit-aşama giyinme türünden bahsedilmektedir. Bunlar;  1) Zaruri miktarda ki medeni ve sıhhi düzeyde sade bir giyinme. 2) Süslenme ve estetik boyutu olan bir giyinme zevki ile beraber bahşedilen giyim malzemeleri. 3) Fiziki olarak savaş elbisesi, yahut da manevi olarak kişinin Rabbine karşı sorumluluğunun farkında olup yaptığı fiillerinin adeta bir elbiseye benzetilmiş haliyle “takva elbisesi”dir. Elbisenin, âyette işaret edilen birinci işlevi örtünme, ikincisi ise süslenmedir ki, bunlar bütünüyle insanî ve fıtri özelliklerdir. Yüce Allah, insanı bu konularda son derece geniş bir nimet yelpazesi karşısında donatmış ve bütün yarattıklarının hizmetini (deri, tüy, pamuk, ipek, bitkiler vb.) insanoğluna sunmuştur. Bununla bir yandan insanın diğer mahlûkat üzerindeki üstünlüğü vurgulanırken, diğer yandan da sınırsız bir zenginlik ve estetik çeşitliliği sağlanmıştır. “İndirdik” deyiminin kullanılmasında, Allah katından ihsan edilen bu duygu ve nimetlerin bahşedilmesi anlaşılmaktadır. Dolayısıyla ilk insanlığın örtünmeyi çok sonraları öğrenme iddiaları bu ayetle ters düşmektedir. Elbise insanın “olmazsa olmaz” bir parçasıdır ve ilk insanla beraber var olmuş, ilk insanla beraber yeryüzüne inmiştir. Takva elbisesi nedir? Ayrıca, elbise için üçüncü olarak sayılan “takvâ elbisesi” de gerek insanı kötülüklerden ve insana yakışmayan çirkinliklerden koruması ve her eyleminde yaratan ile bağını gözeterek hareket etmesi bakımından bir çeşit elbiseye benzetilerek giyilecek ve takınılacak en güzel elbise-davranış biçimi olduğu belirtilmiştir. Takvâ, bütün faaliyetlerde, ödevlerin yerine getirilmesinde, her türlü kötülüklerin terk edilmesinde öncelikle Allah’tan ittika etmektir; yani Allah korkusunu, O’na karşı saygılı olmayı ön plana çıkararak bu saygıyı, davranışların ve hayatın temeli yapmaktır. Takvâ bütün bu erdemleri kapsayan en geniş kapsamlı fazilettir. Buna, takvâyı hatırlatan ve takvânın gereği olan uygun bir elbisedir, yorumunu da ekleyebiliriz. Zira her meslek erbabında olduğu gibi (doktor, avukat, hakim, polis, zabıta, asker, sporcu) kendine özel bir elbise çeşidi vardır. Bu üniforma sayesinde mesleki itibarını koruma ve işini kolayca yapma imkanını elde eder. Elbise niteliği itibariyle özellikle müminin kişiliğini tamamlayıcı bir rol üstlenmektedir. Dolayısıyla inanan kadın ve erkek kendi inancı ile bağdaşmayan bir takım uygunsuz giyim tercihinde bulunamazlar. Dinimizde takvanın yerinin kalp olduğu ve kalbinde takva olanın da hal ve hareketlerine bunun bir yansımasının olması gerektiği hadislerde ifade edilmiştir. (Müslim, Birr 32) Burada şunu da belirtmeliyiz ki ayette ifade edilen “takva elbisesi”nin tanımı, renk kumaş uzunluk biçim gibi şekilsel betimlemelerden uzaktır. Şekil ve görünümden takva’nın anlaşılamayacağı gibi sadece kalbe hapsolmuş bir takvadan bahsetmek de mümkün değildir. İslam dini Yüce Allah’ın insanın fıtratına kodladığı örtünme duygusunu başörtüsü gibi bir takım dış giysiler ile taçlandırmış ve giyinmeyi bir ibadete dönüştürmüştür. Giymek ve giyindirmek Allah’ın işidir. Bununla beraber çıplaklık ve çıplak bırakmak ise şeytanın işidir. “Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi…” (Araf,20) Güzel elbiselerle giyinip süslenmek Allah’ın sevdiği eylemlerdendir. Süslenmek ve israfa kaçmadan güzel elbiselerden istifade etmenin bir sakıncası da yoktur. Maddiyatın yanında maneviyat, süslenmenin yanında da takva olması gerekir. Aksi takdirde elbise israf, kibir, fesat, gösteriş, şehvet aracı ve böbürlenme gibi benzerlerinin oluşmasına neden olur. Elbisenin maddesi ayrı bir nimet olarak dikkatlere sunulmuştur. Topraktan pamuk ve lifli bitkiler çıkar. Yiyeceği ot olan hayvanlardan yün ve kürk elde edilir. İpek kozasından ise ipek elde edilir. İşte bunların tümü insanlara öğüt ve hatırlatmaya vesile olan Allah’ın ayetlerindendir. Selam ve Dua ile..
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2022 - Cuma

ÜÇ ELBİSE

İlk insandan (Adem-Havva) beri örtünmek, edep yerlerini korumak ve bulunduğu çevreye, örf ve âdete göre güzel giyinmek insan olmanın bir gereğidir. Giyinme ve örtünme eylemi sadece insanlara özgü medeni bir durumdur. Elbisenin estetik ve etik açıdan insana bir değer kattığı da gerçektir. Bu açıdan elbise eskiden olduğu gibi bugün de insanın kişiliğini ve kimliğini yansıtan bir unsur olarak görülebilmektedir.

Örtünme ve giyinme ile alakalı Kuran’da 15 ayette ifade edilmekle beraber A’râf suresinin 26. âyet-i kerimesinde Yüce Rabbimiz birtakım elbiselerden söz etmektedir.

“Ey Ademoğulları, biz sizin çirkin yerlerinizi (avretinizi) örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.” (Araf, 26.)

  Bu ayette üç çeşit-aşama giyinme türünden bahsedilmektedir. Bunlar;

 1) Zaruri miktarda ki medeni ve sıhhi düzeyde sade bir giyinme. 2) Süslenme ve estetik boyutu olan bir giyinme zevki ile beraber bahşedilen giyim malzemeleri. 3) Fiziki olarak savaş elbisesi, yahut da manevi olarak kişinin Rabbine karşı sorumluluğunun farkında olup yaptığı fiillerinin adeta bir elbiseye benzetilmiş haliyle “takva elbisesi”dir.

Elbisenin, âyette işaret edilen birinci işlevi örtünme, ikincisi ise süslenmedir ki, bunlar bütünüyle insanî ve fıtri özelliklerdir. Yüce Allah, insanı bu konularda son derece geniş bir nimet yelpazesi karşısında donatmış ve bütün yarattıklarının hizmetini (deri, tüy, pamuk, ipek, bitkiler vb.) insanoğluna sunmuştur. Bununla bir yandan insanın diğer mahlûkat üzerindeki üstünlüğü vurgulanırken, diğer yandan da sınırsız bir zenginlik ve estetik çeşitliliği sağlanmıştır. “İndirdik” deyiminin kullanılmasında, Allah katından ihsan edilen bu duygu ve nimetlerin bahşedilmesi anlaşılmaktadır. Dolayısıyla ilk insanlığın örtünmeyi çok sonraları öğrenme iddiaları bu ayetle ters düşmektedir. Elbise insanın “olmazsa olmaz” bir parçasıdır ve ilk insanla beraber var olmuş, ilk insanla beraber yeryüzüne inmiştir.

Takva elbisesi nedir?

Ayrıca, elbise için üçüncü olarak sayılan “takvâ elbisesi” de gerek insanı kötülüklerden ve insana yakışmayan çirkinliklerden koruması ve her eyleminde yaratan ile bağını gözeterek hareket etmesi bakımından bir çeşit elbiseye benzetilerek giyilecek ve takınılacak en güzel elbise-davranış biçimi olduğu belirtilmiştir.

Takvâ, bütün faaliyetlerde, ödevlerin yerine getirilmesinde, her türlü kötülüklerin terk edilmesinde öncelikle Allah’tan ittika etmektir; yani Allah korkusunu, O’na karşı saygılı olmayı ön plana çıkararak bu saygıyı, davranışların ve hayatın temeli yapmaktır. Takvâ bütün bu erdemleri kapsayan en geniş kapsamlı fazilettir.

Buna, takvâyı hatırlatan ve takvânın gereği olan uygun bir elbisedir, yorumunu da ekleyebiliriz. Zira her meslek erbabında olduğu gibi (doktor, avukat, hakim, polis, zabıta, asker, sporcu) kendine özel bir elbise çeşidi vardır. Bu üniforma sayesinde mesleki itibarını koruma ve işini kolayca yapma imkanını elde eder. Elbise niteliği itibariyle özellikle müminin kişiliğini tamamlayıcı bir rol üstlenmektedir. Dolayısıyla inanan kadın ve erkek kendi inancı ile bağdaşmayan bir takım uygunsuz giyim tercihinde bulunamazlar. Dinimizde takvanın yerinin kalp olduğu ve kalbinde takva olanın da hal ve hareketlerine bunun bir yansımasının olması gerektiği hadislerde ifade edilmiştir. (Müslim, Birr 32)

Burada şunu da belirtmeliyiz ki ayette ifade edilen “takva elbisesi”nin tanımı, renk kumaş uzunluk biçim gibi şekilsel betimlemelerden uzaktır. Şekil ve görünümden takva’nın anlaşılamayacağı gibi sadece kalbe hapsolmuş bir takvadan bahsetmek de mümkün değildir.

İslam dini Yüce Allah’ın insanın fıtratına kodladığı örtünme duygusunu başörtüsü gibi bir takım dış giysiler ile taçlandırmış ve giyinmeyi bir ibadete dönüştürmüştür. Giymek ve giyindirmek Allah’ın işidir. Bununla beraber çıplaklık ve çıplak bırakmak ise şeytanın işidir. “Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi…” (Araf,20)

Güzel elbiselerle giyinip süslenmek Allah’ın sevdiği eylemlerdendir. Süslenmek ve israfa kaçmadan güzel elbiselerden istifade etmenin bir sakıncası da yoktur. Maddiyatın yanında maneviyat, süslenmenin yanında da takva olması gerekir. Aksi takdirde elbise israf, kibir, fesat, gösteriş, şehvet aracı ve böbürlenme gibi benzerlerinin oluşmasına neden olur.

Elbisenin maddesi ayrı bir nimet olarak dikkatlere sunulmuştur. Topraktan pamuk ve lifli bitkiler çıkar. Yiyeceği ot olan hayvanlardan yün ve kürk elde edilir. İpek kozasından ise ipek elde edilir. İşte bunların tümü insanlara öğüt ve hatırlatmaya vesile olan Allah’ın ayetlerindendir.

Selam ve Dua ile..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.