VAHAP DABAKAN
Köşe Yazarı
VAHAP DABAKAN
 

90 bin şehit’in destan yazdığı Sarıkamış!

PİRİNCİN TAŞLARI   Sarıkamış Harekâtı, Harp Tarihi içinde müstesna yeri olan unutulmayacak bir kahramanlık destanıdır. Harekâta katılan askere ve harekâtın planlayıcılarının oluşturduğu taktik ve stratejiye söz söylemek ise başka şeylerdir. Balkan Savaşları, 600 yıllık Osmanlı Tarihi'nin en acı yenilgisi olmuş, toplumun bütün kesiminde çok büyük bir infial uyandırmış, derin izleri hala bugün yerinde duran büyük bir psikolojik yıkım yaratmıştır. Evlad- ı Fatiha’nın emeği, Osmanlı'nın gözbebeği, Avrupa'ya açılan tek kapısı Balkanlar, Osmanlı Devleti'nden kopmuştur. İşte böylesine acı bir yenilgiden hemen sonra I. Dünya Savaşı gelmiştir. Savaşın hemen başlarında, 22 Aralık 1914-5 Ocak 1915 tarihleri arasında vuku bulan Sarıkamış Harekâtı ise I. Dünya Savaşı boyunca alınmış en önemli karar ve risklerden biri olarak zihinlerdedir…   Sarıkamış Harekâtı'nda Allahuekber Dağları'ndaki o askerin acı hatırası Balkan Savaşları'dır. Balkan Bozgunu'nun verdiği Tecrübe hala yüzlerdedir. Yeni bir yenilgiyi bu vatanın bir daha kaldırması düşünülmüyordu. Göz göre göre ölümüne bir harekâttır. O oradaki “Donarak ölen 90.000 şehit”, “Tek kurşun atmadan donarak bir gecede şehit düşen 90.000 asker” gibi ifadeler ise yürekleri dağlayacak kadar vicdan ve izandan uzaktır. O askerin biri eksiksiz tamamı cephede ilerlerken şehit düşmüştür. Ölesiye bir mücadele verilmiştir. Orada şehit düşen askerin, hepimiz için değeri; o kışın imkânsız şartlarında atını Kafkas Dağları'na nasıl bir inançla sürdüğü ve hangi değer için son nefese kadar savaştığıdır…   Oradaki iki nokta birbirine karıştırılmaması gereği bu millet için tarihi tecrübe ve kıymettir. Allahuekber Dağları'ndaki o asker ne büyük bir inançla ölesiye bir mücadele vermiş, göz kırpmadan şahadete yürümüştür. Ama aynı Sarıkamış Harekâtı'nın strateji planlayıcıları ise ne büyük bir taktik mahrumiyet içerisindedir.   Nitekim Limon Von Sanders hatıralarında, Sarıkamış Harekâtı ile ilgili şunları söyler; “Sarıkamış Harekâtı'nı haklı çıkaracak bir sebebi Harp Tarihi hiçbir zaman tespit edemeyecektir.” 90 bin asker acaba hangi askeri stratejiyle kışın en sert zamanında Allahuekber Dağları'na sevk edilmiştir? Diye sorulduğu vakit alınacak cevabın hafifliği ile o askerin inanç ve cesareti, birbirine karıştırılamayacak kadar farklı şeylerdir…   Sarıkamış Harekâtı'nda 90 bin mi, ya da daha fazla mı askerin şehit düştüğünü maalesef hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz. Dönemin birçok belgesi İttihat Terakki tarafından imha edildi. Sırf Hafız Hakkı Paşa'nın komutasındaki 10. Kolordu, Erzurum'dan yola 48-50 bin askerle çıkmış Koşar Boğazı'nda 2 Rus tugayının tuzağına düşmüş ve Allahuekber Dağları'nı 50 bin askerden sadece 3.500'ü aşabilmiştir. 3. Ordu'nun diğer kısımlarındaki kayıplar ise bundan az değildir. Sırf 28-29 Aralık gecesi 2 tugay Allahuekber Dağları'nın zirvesinde şehit düştüğü yazılmaktadır…   Acı olan paşaların donan askerleri firar olarak İstanbul'a bildirmesidir. Donuk asker komutanın sorumluluğu içindedir. Harpten sonra “Askeri niye dondurdun?” Diye sorulur korkusuyla donanların büyük bir kısmını paşalar “firar” diye rapor etmişlerdir. Aslında Sarıkamış Harekâtı'nda tek bir asker firar etmemiştir. Kafkas Cephesi, I. Dünya Savaşı içerisinde müstesna bir yere sahiptir. Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'nda 2 milyon 800 bin askeri cepheye sevk etmiştir. Dönemin birçok önemli kaynakları Kafkas Cephesi'nde 4 yılda 600 bin şehit verdiğimizi kaydeder. O kadar ki Yusuf Akçura, raporlarında 1917'de Sibirya'da 65 bin Osmanlı askerinin esir olduğunu yazıyor...   Maalesef, bugün rahmetle andığımız 90 bin şehidimiz için bazı kişilerin söylemleri ve yazdıkları içimizi acıtıyor. Birilerinin mesela; “Donarak ölen 90. Bin şehit”, için “Tek kurşun atmadan bir gecede donarak şehit düşen 90. Bin asker” gibi acı ifadelere birçok yerde rastladık. Bugün bu yazıları yazacaklarının yerine bıraksınlar da Şehitlerimiz yerlerinde rahat uyusunlar. Ruhlarına birer Fatiha okuyalım. Tüm Şehitlerimizin ruhları şad olsun…
Ekleme Tarihi: 28 Aralık 2017 - Perşembe

90 bin şehit’in destan yazdığı Sarıkamış!

PİRİNCİN TAŞLARI

 

Sarıkamış Harekâtı, Harp Tarihi içinde müstesna yeri olan unutulmayacak bir kahramanlık destanıdır. Harekâta katılan askere ve harekâtın planlayıcılarının oluşturduğu taktik ve stratejiye söz söylemek ise başka şeylerdir. Balkan Savaşları, 600 yıllık Osmanlı Tarihi'nin en acı yenilgisi olmuş, toplumun bütün kesiminde çok büyük bir infial uyandırmış, derin izleri hala bugün yerinde duran büyük bir psikolojik yıkım yaratmıştır. Evlad- ı Fatiha’nın emeği, Osmanlı'nın gözbebeği, Avrupa'ya açılan tek kapısı Balkanlar, Osmanlı Devleti'nden kopmuştur. İşte böylesine acı bir yenilgiden hemen sonra I. Dünya Savaşı gelmiştir. Savaşın hemen başlarında, 22 Aralık 1914-5 Ocak 1915 tarihleri arasında vuku bulan Sarıkamış Harekâtı ise I. Dünya Savaşı boyunca alınmış en önemli karar ve risklerden biri olarak zihinlerdedir…

 

Sarıkamış Harekâtı'nda Allahuekber Dağları'ndaki o askerin acı hatırası Balkan Savaşları'dır. Balkan Bozgunu'nun verdiği Tecrübe hala yüzlerdedir. Yeni bir yenilgiyi bu vatanın bir daha kaldırması düşünülmüyordu. Göz göre göre ölümüne bir harekâttır. O oradaki “Donarak ölen 90.000 şehit”, “Tek kurşun atmadan donarak bir gecede şehit düşen 90.000 asker” gibi ifadeler ise yürekleri dağlayacak kadar vicdan ve izandan uzaktır. O askerin biri eksiksiz tamamı cephede ilerlerken şehit düşmüştür. Ölesiye bir mücadele verilmiştir. Orada şehit düşen askerin, hepimiz için değeri; o kışın imkânsız şartlarında atını Kafkas Dağları'na nasıl bir inançla sürdüğü ve hangi değer için son nefese kadar savaştığıdır…

 

Oradaki iki nokta birbirine karıştırılmaması gereği bu millet için tarihi tecrübe ve kıymettir. Allahuekber Dağları'ndaki o asker ne büyük bir inançla ölesiye bir mücadele vermiş, göz kırpmadan şahadete yürümüştür. Ama aynı Sarıkamış Harekâtı'nın strateji planlayıcıları ise ne büyük bir taktik mahrumiyet içerisindedir.

 

Nitekim Limon Von Sanders hatıralarında, Sarıkamış Harekâtı ile ilgili şunları söyler; “Sarıkamış Harekâtı'nı haklı çıkaracak bir sebebi Harp Tarihi hiçbir zaman tespit edemeyecektir.” 90 bin asker acaba hangi askeri stratejiyle kışın en sert zamanında Allahuekber Dağları'na sevk edilmiştir? Diye sorulduğu vakit alınacak cevabın hafifliği ile o askerin inanç ve cesareti, birbirine karıştırılamayacak kadar farklı şeylerdir…

 

Sarıkamış Harekâtı'nda 90 bin mi, ya da daha fazla mı askerin şehit düştüğünü maalesef hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz. Dönemin birçok belgesi İttihat Terakki tarafından imha edildi. Sırf Hafız Hakkı Paşa'nın komutasındaki 10. Kolordu, Erzurum'dan yola 48-50 bin askerle çıkmış Koşar Boğazı'nda 2 Rus tugayının tuzağına düşmüş ve Allahuekber Dağları'nı 50 bin askerden sadece 3.500'ü aşabilmiştir. 3. Ordu'nun diğer kısımlarındaki kayıplar ise bundan az değildir. Sırf 28-29 Aralık gecesi 2 tugay Allahuekber Dağları'nın zirvesinde şehit düştüğü yazılmaktadır…

 

Acı olan paşaların donan askerleri firar olarak İstanbul'a bildirmesidir. Donuk asker komutanın sorumluluğu içindedir. Harpten sonra “Askeri niye dondurdun?” Diye sorulur korkusuyla donanların büyük bir kısmını paşalar “firar” diye rapor etmişlerdir. Aslında Sarıkamış Harekâtı'nda tek bir asker firar etmemiştir. Kafkas Cephesi, I. Dünya Savaşı içerisinde müstesna bir yere sahiptir. Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'nda 2 milyon 800 bin askeri cepheye sevk etmiştir. Dönemin birçok önemli kaynakları Kafkas Cephesi'nde 4 yılda 600 bin şehit verdiğimizi kaydeder. O kadar ki Yusuf Akçura, raporlarında 1917'de Sibirya'da 65 bin Osmanlı askerinin esir olduğunu yazıyor...

 

Maalesef, bugün rahmetle andığımız 90 bin şehidimiz için bazı kişilerin söylemleri ve yazdıkları içimizi acıtıyor. Birilerinin mesela; “Donarak ölen 90. Bin şehit”, için “Tek kurşun atmadan bir gecede donarak şehit düşen 90. Bin asker” gibi acı ifadelere birçok yerde rastladık. Bugün bu yazıları yazacaklarının yerine bıraksınlar da Şehitlerimiz yerlerinde rahat uyusunlar. Ruhlarına birer Fatiha okuyalım. Tüm Şehitlerimizin ruhları şad olsun…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.