VAHAP DABAKAN
Köşe Yazarı
VAHAP DABAKAN
 

Avrasya - Atlantik Rekabetinde Türkiye Neresinde? (2)

(Geçen Hafta yazımın son paragrafı) NATO ve ABD'nin bu hamlelerine Rusya ve Çin'in tepkisi gecikmedi. Eylül 2016'da, Güney ve Doğu Çin Denizi'nde 8 günlük ortak tatbikat yaptılar. Çin açıklarındaki bu tatbikat sürerken, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov, bir açıklama yaptı. Karadeniz'deki Rus filosu ve Türk Deniz Kuvvetleri arasındaki güç oranının son birkaç yıl içerisinde değiştiğini söyledi. Türkiye'nin Karadeniz'in efendisi olduğu söyleniyordu. Şimdi bu değişti mi?   ABD, Çin'i Pasifik'te çevrelemeye yöneldiğini açıkça ilan etmişti, 2010'ların başında. 2020'ye dek deniz gücünün yüzde 60'ını Pasifik'te konuşlandıracak. Bunu yaparken, Pasifik'teki ülkelerle de ikili ve çoklu anlaşmalar imzalayarak Çin'i kışkırtıyor…   AB ile müzakerelerini sürdürdüğü ve inişli, çıkışlı ilerleyen Trans Atlantik Çok Taraflı Yatırım ve Ticaret Anlaşması'nın (TTIP) benzeri olan Trans Pasifik Ortaklık ve Ticaret Anlaşması (TPP) ile Çin'in bölgede artan ticari ağırlığını kırmak, onu yalnızlaştırmak istiyor. Bölgedeki ülkelerle ABD arasındaki iktisadi bağları güçlendirmeye çalışıyor. ABD, Çin'in ticaretinin üçte ikisini Güney Çin Denizi'nde yaptığını bilerek, onu kuşatmaya çalışıyor…   Güney Çin Denizi'nde yılda 5,3 trilyon dolar ticaret yapıldığını, balıkçılık açısından zengin olan bu denizde 11 milyar varil ham petrol olduğunu, 2035 yılına dek Ortadoğu'da çıkan fosil yakıtların yüzde 90'ının Asya'ya yine bu denizi aşarak ulaşacağını biliyor. O yüzden Çin'i sıkıştırmak için, Güney Çin Denizi'ne sahildar olan ülkeleri hızla silahlanmaları için teşvik ve tahrik ediyor… Peki, Türkiye ne yapıyor? Bu soruyu yanıtlamak için 2015'e, Türkiye'nin Rus savaş uçağını vurduğu günlere dönelim. Olaydan hemen sonra “Vur emrini ben verdim, bugün olsa yine veririm” diyenler, 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimi sonrası “Uçağı biz vurmadık, FETÖ'cü pilot düşürdü.” denilmeye başladı. Bu Milleti yönetmeye talip olanlar, Hükümetin Başı olanlar, olayların karşısında serin durmalı, soruşturmaların incelemelerin sonucunu yapmadan aceleyle açıklamalarda bulunmamalıdır…   Rus uçağı düşürüldükten sonra “Reis, dik dur eğilme. Biz tezekle de ısınırız” diyen Milletimiz, yinede siyasetçisinin Hükümetinin, Devletinin arkasında durmuştur…   15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye’yi ilk arayan ve geçmiş olsun dileklerini ve gerektiğinde her türlü yardıma hazır olduğunu bildiren Putin'e, bu Millet toz kondurmuyor. “Putin delikanlı adam” diye tezahürattan geriye kalmadılar…   Rusya uçağı düşürülmezden önce, Türkiye – Rusya arasında ticaret hacmi, 35 milyar dolardı. Uçak bunalımı sonrasında 27 milyar dolara düştü. Türkiye'nin bir Avrasya stratejisi olmadığından, ufku turizm, ticaret, enerjiden ibaret olduğu için, durumun vahametini anlamamıştı. 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimi sonrası, işinönemini kavramaya başladı. Rusya, 1,2 milyon dolara yaklaşan milli geliri ile yaklaşık 800 milyar dolarlık milli geliri olan Türkiye'nin önünde olsa da, geliri ağırlıklı olarak enerji, hammadde, demir- çelik ihracına dayanıyor. Çok sağlıklı bir ekonomisi yok. Makine, elektrikli araçlar, motorlu taşıtlar, tarım, gıda, tekstil ürünleri ithal ediyor. Rusya, Türkiye'nin, Moskova'nın desteğine ne kadar çok ihtiyaç duyduğunu gördü. Darbe girişimi sonrasında da büyük kazanım elde etti. Şimdilere baktığımızda ise, AB ve AP Parlamentosu, ABD, Türkiye – Rusya yakınlaşmasına dayanamayıp, Türkiye’ye her fırsatta gözdağı vermeye ve Rusya’dan dönüp yüzünü tekrar batıya döndürmeye çalışıyor…   AP’ın Türkiye ilişkileri dondurulsun kararından sonra, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın son günlerde yaptığı çıkışlarla, “Şangay Beşli’si” ne girmek istemesi ve Yılbaşından sonra Millete Referanduma gideceğini ve Suriyeli Mültecilere sınır kapılarını açacağını söylemesinden sonra, AB Sözcülerinde yumuşamaların başladığı görüldü. Zaman ne gösterecek. 55 yıldır AB kapısında Türkiye’yi bekletenler bakalım ne karar verecek…
Ekleme Tarihi: 12 Aralık 2016 - Pazartesi

Avrasya - Atlantik Rekabetinde Türkiye Neresinde? (2)

(Geçen Hafta yazımın son paragrafı) NATO ve ABD'nin bu hamlelerine Rusya ve Çin'in tepkisi gecikmedi. Eylül 2016'da, Güney ve Doğu Çin Denizi'nde 8 günlük ortak tatbikat yaptılar. Çin açıklarındaki bu tatbikat sürerken, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov, bir açıklama yaptı. Karadeniz'deki Rus filosu ve Türk Deniz Kuvvetleri arasındaki güç oranının son birkaç yıl içerisinde değiştiğini söyledi. Türkiye'nin Karadeniz'in efendisi olduğu söyleniyordu. Şimdi bu değişti mi?

 

ABD, Çin'i Pasifik'te çevrelemeye yöneldiğini açıkça ilan etmişti, 2010'ların başında. 2020'ye dek deniz gücünün yüzde 60'ını Pasifik'te konuşlandıracak. Bunu yaparken, Pasifik'teki ülkelerle de ikili ve çoklu anlaşmalar imzalayarak Çin'i kışkırtıyor…

 

AB ile müzakerelerini sürdürdüğü ve inişli, çıkışlı ilerleyen Trans Atlantik Çok Taraflı Yatırım ve Ticaret Anlaşması'nın (TTIP) benzeri olan Trans Pasifik Ortaklık ve Ticaret Anlaşması (TPP) ile Çin'in bölgede artan ticari ağırlığını kırmak, onu yalnızlaştırmak istiyor. Bölgedeki ülkelerle ABD arasındaki iktisadi bağları güçlendirmeye çalışıyor. ABD, Çin'in ticaretinin üçte ikisini Güney Çin Denizi'nde yaptığını bilerek, onu kuşatmaya çalışıyor…

 

Güney Çin Denizi'nde yılda 5,3 trilyon dolar ticaret yapıldığını, balıkçılık açısından zengin olan bu denizde 11 milyar varil ham petrol olduğunu, 2035 yılına dek Ortadoğu'da çıkan fosil yakıtların yüzde 90'ının Asya'ya yine bu denizi aşarak ulaşacağını biliyor. O yüzden Çin'i sıkıştırmak için, Güney Çin Denizi'ne sahildar olan ülkeleri hızla silahlanmaları için teşvik ve tahrik ediyor… Peki, Türkiye ne yapıyor? Bu soruyu yanıtlamak için 2015'e, Türkiye'nin Rus savaş uçağını vurduğu günlere dönelim. Olaydan hemen sonra “Vur emrini ben verdim, bugün olsa yine veririm” diyenler, 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimi sonrası “Uçağı biz vurmadık, FETÖ'cü pilot düşürdü.” denilmeye başladı. Bu Milleti yönetmeye talip olanlar, Hükümetin Başı olanlar, olayların karşısında serin durmalı, soruşturmaların incelemelerin sonucunu yapmadan aceleyle açıklamalarda bulunmamalıdır…

 

Rus uçağı düşürüldükten sonra “Reis, dik dur eğilme. Biz tezekle de ısınırız” diyen Milletimiz, yinede siyasetçisinin Hükümetinin, Devletinin arkasında durmuştur…

 

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye’yi ilk arayan ve geçmiş olsun dileklerini ve gerektiğinde her türlü yardıma hazır olduğunu bildiren Putin'e, bu Millet toz kondurmuyor. “Putin delikanlı adam” diye tezahürattan geriye kalmadılar…

 

Rusya uçağı düşürülmezden önce, Türkiye – Rusya arasında ticaret hacmi, 35 milyar dolardı. Uçak bunalımı sonrasında 27 milyar dolara düştü. Türkiye'nin bir Avrasya stratejisi olmadığından, ufku turizm, ticaret, enerjiden ibaret olduğu için, durumun vahametini anlamamıştı. 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimi sonrası, işinönemini kavramaya başladı. Rusya, 1,2 milyon dolara yaklaşan milli geliri ile yaklaşık 800 milyar dolarlık milli geliri olan Türkiye'nin önünde olsa da, geliri ağırlıklı olarak enerji, hammadde, demir- çelik ihracına dayanıyor. Çok sağlıklı bir ekonomisi yok. Makine, elektrikli araçlar, motorlu taşıtlar, tarım, gıda, tekstil ürünleri ithal ediyor. Rusya, Türkiye'nin, Moskova'nın desteğine ne kadar çok ihtiyaç duyduğunu gördü. Darbe girişimi sonrasında da büyük kazanım elde etti. Şimdilere baktığımızda ise, AB ve AP Parlamentosu, ABD, Türkiye – Rusya yakınlaşmasına dayanamayıp, Türkiye’ye her fırsatta gözdağı vermeye ve Rusya’dan dönüp yüzünü tekrar batıya döndürmeye çalışıyor…

 

AP’ın Türkiye ilişkileri dondurulsun kararından sonra, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın son günlerde yaptığı çıkışlarla, “Şangay Beşli’si” ne girmek istemesi ve Yılbaşından sonra Millete Referanduma gideceğini ve Suriyeli Mültecilere sınır kapılarını açacağını söylemesinden sonra, AB Sözcülerinde yumuşamaların başladığı görüldü. Zaman ne gösterecek. 55 yıldır AB kapısında Türkiye’yi bekletenler bakalım ne karar verecek…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.