VAHAP DABAKAN
Köşe Yazarı
VAHAP DABAKAN
 

Avrasya - Atlantik Rekabetinin Türkiye Neresinde?

Türkiye'nin bir Avrasya stratejisi olmadığından, ufku turizm, ticaret, enerjiden ibaret olduğu için, durumun vahametini önceleri anlamamıştı. 15 Temmuz FETÖ'cü asker giysili teröristlerin darbe kalkışması sonrası, işin önemini kavradı ancak geç mi kalındı?   ABD helikopterlerinin, PKK terör örgütüne havadan erzak, mühimmat attığı görüntülenmişti. Suriye ordusunu vurarak, IŞİD teröristlerinin önünü açan ABD, “yanlışlıkla” oldu demişti. ABD, Himalayalar'daki karıncanın fotoğrafını uzaydan çekebiliyor. Ama bu “yanlışlıkları” bilinçli olarak hep yapıyor. ABD, DAEŞ’in bitmesini istemediği açıkça ortada. Gelelim ‘yanlışlıkların bölgemize yansımalarına!   Malum; 19. yüzyılda İngilizlerin dilinde Yakın Doğu; Balkanlar ve Doğu Akdeniz'i kapsardı. Ortadoğu ise İran, Irak, Körfez ve çevresini tanımlamak için kullanılırdı. Zamanla Ortadoğu, Afganistan ve Pakistan'ı da içerir oldu. Dünya siyasetinde İngiltere'nin yerini ABD alınca, Ortadoğu terimi öne çıktı. Kapsamı da genişledi. 2000'lerin başında Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) (sonradan adı Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP) olarak değiştirildi), Orta Asya'dan Kuzey Afrika'ya kadar olan bölgeyi içeriyordu…   ABD'NİN RUSYA VE ÇİN'LE REKABETİ   Meselenin özü şu: ABD; Çin'le Pasifik'te; Rusya'yla Doğu Avrupa, Karadeniz, Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Baltık Denizi'nde keskin bir rekabet içinde. Dünyanın tüm önemli denizlerinde, okyanuslarında egemen olmayı, siyasi ve askeri açıdan olduğu kadar, küresel ticaretin denetim tekelini elinde bulundurmak açısından da yaşamsal görüyor. Bunun için her türlü haydutluğu yapıyor. Misal; 1982'de imzalanan, 1994'te yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni imzalamıyor. Ancak yine de devlet kapasitesinin, ekonomik gücünün, ekolojik hakimiyetinin aşınmasını engelleyemiyor. En önemli müttefiki olan Avrupa Birliği de zayıf olduğundan, küresel rekabette ABD'ye destek veremiyor. Hele de İngiltere'nin çıktığı bir AB, daha da zayıf düştüğünden, küresel diplomaside hiç sesi çıkmıyor…   Almanya zaten yıllardır ABD'ye mesafeli durmaya çalışıyor. Irak, İran, Suriye, Libya, Afganistan, Ukrayna gibi konularda ABD'nin taleplerine mümkün olduğunca direniyor. Avrasya güçleriyle yakın ticari ilişkilere sahip. Rusya, Çin, İran'la daha çok yakınlaşıyor. Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesine Alman halkının önemli bölümü destek verdi. Rusya'nın Güney Osetya ve Abhaza ile yakın ittifak içinde olmasına da sert tepki göstermedi. Berlin, NATO 8 - 9 Temmuz 2016 tarihlerinde Polonya'nın başkenti Varşova'da toplanan zirvesi, sadece Soğuk Savaş yıllarında Varşova Paktı'na adını veren kentte yapıldığı için değil, aynı zamanda Soğuk Savaş'ın bitiminden bu yana geçen 25 yıldaki önemli iki NATO zirvesindenbiri olarak tarihe geçti…     1991'de, SSCB'nin dağıldığı yıl Roma'da yapılan zirvede sonraki en önemli zirve oldu Varşova Zirvesi. Rusya tehdit olarak tanımlandı. Karadeniz'de Rusya'yla rekabet kararı alındı. ABD, Türkiye'nin bu rekabetten çok etkileneceğini, Karadeniz ve Akdeniz'de ABD - Rusya arasındaki gerilimin arasında sıkışacağını bildiği halde, Ankara'nın hassasiyetlerini dikkate almadı. NATO; Türkiye, Bulgaristan ve Romanya'nın NATO üyesi olmasına, Gürcistan ve Ukrayna üzerindeki ABD nüfuzuna karşın, Rusya'ya yönelik hamlelerini sürdürdü. Karadeniz'de ABD'nin ve NATO'nun görünürlüğünü artırmakta ısrar etti. Türkiye'nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi konusunda daha esnek olmasını istedi. Karadeniz'de sürekli NATO Daimi Deniz Gücü bulundurmak için adım attı. Türkiye'nin Karadeniz'i barış gölü yapmak için öncülük ettiği BLACKSEAFOR boşa düşürmek için de hamleler yaptı…   NATO ve ABD'nin bu hamlelerine Rusya ve Çin'in tepkisi gecikmedi. Eylül 2016'da, Güney ve Doğu Çin Denizi'nde 8 günlük ortak tatbikat yaptılar. Çin açıklarındaki bu tatbikat sürerken, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov, bir açıklama yaptı. Karadeniz'deki Rus filosu ve Türk Deniz Kuvvetleri arasındaki güç oranının son birkaç yıl içerisinde değiştiğini söyledi. Türkiye'nin Karadeniz'in efendisi olduğu söyleniyordu. Şimdi bu değişti mi? Köşe Yazımın devamı 12.Aralık.2016 Pazartesi günü devam edecek…
Ekleme Tarihi: 09 Aralık 2016 - Cuma

Avrasya - Atlantik Rekabetinin Türkiye Neresinde?

Türkiye'nin bir Avrasya stratejisi olmadığından, ufku turizm, ticaret, enerjiden ibaret olduğu için, durumun vahametini önceleri anlamamıştı. 15 Temmuz FETÖ'cü asker giysili teröristlerin darbe kalkışması sonrası, işin önemini kavradı ancak geç mi kalındı?

 

ABD helikopterlerinin, PKK terör örgütüne havadan erzak, mühimmat attığı görüntülenmişti. Suriye ordusunu vurarak, IŞİD teröristlerinin önünü açan ABD, “yanlışlıkla” oldu demişti. ABD, Himalayalar'daki karıncanın fotoğrafını uzaydan çekebiliyor. Ama bu “yanlışlıkları” bilinçli olarak hep yapıyor. ABD, DAEŞ’in bitmesini istemediği açıkça ortada. Gelelim ‘yanlışlıkların bölgemize yansımalarına!

 

Malum; 19. yüzyılda İngilizlerin dilinde Yakın Doğu; Balkanlar ve Doğu Akdeniz'i kapsardı. Ortadoğu ise İran, Irak, Körfez ve çevresini tanımlamak için kullanılırdı. Zamanla Ortadoğu, Afganistan ve Pakistan'ı da içerir oldu. Dünya siyasetinde İngiltere'nin yerini ABD alınca, Ortadoğu terimi öne çıktı. Kapsamı da genişledi. 2000'lerin başında Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) (sonradan adı Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP) olarak değiştirildi), Orta Asya'dan Kuzey Afrika'ya kadar olan bölgeyi içeriyordu…

 

ABD'NİN RUSYA VE ÇİN'LE REKABETİ

 

Meselenin özü şu: ABD; Çin'le Pasifik'te; Rusya'yla Doğu Avrupa, Karadeniz, Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Baltık Denizi'nde keskin bir rekabet içinde. Dünyanın tüm önemli denizlerinde, okyanuslarında egemen olmayı, siyasi ve askeri açıdan olduğu kadar, küresel ticaretin denetim tekelini elinde bulundurmak açısından da yaşamsal görüyor. Bunun için her türlü haydutluğu yapıyor. Misal; 1982'de imzalanan, 1994'te yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni imzalamıyor. Ancak yine de devlet kapasitesinin, ekonomik gücünün, ekolojik hakimiyetinin aşınmasını engelleyemiyor. En önemli müttefiki olan Avrupa Birliği de zayıf olduğundan, küresel rekabette ABD'ye destek veremiyor. Hele de İngiltere'nin çıktığı bir AB, daha da zayıf düştüğünden, küresel diplomaside hiç sesi çıkmıyor…

 

Almanya zaten yıllardır ABD'ye mesafeli durmaya çalışıyor. Irak, İran, Suriye, Libya, Afganistan, Ukrayna gibi konularda ABD'nin taleplerine mümkün olduğunca direniyor. Avrasya güçleriyle yakın ticari ilişkilere sahip. Rusya, Çin, İran'la daha çok yakınlaşıyor. Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesine Alman halkının önemli bölümü destek verdi. Rusya'nın Güney Osetya ve Abhaza ile yakın ittifak içinde olmasına da sert tepki göstermedi. Berlin, NATO 8 - 9 Temmuz 2016 tarihlerinde Polonya'nın başkenti Varşova'da toplanan zirvesi, sadece Soğuk Savaş yıllarında Varşova Paktı'na adını veren kentte yapıldığı için değil, aynı zamanda Soğuk Savaş'ın bitiminden bu yana geçen 25 yıldaki önemli iki NATO zirvesindenbiri olarak tarihe geçti…

 

 

1991'de, SSCB'nin dağıldığı yıl Roma'da yapılan zirvede sonraki en önemli zirve oldu Varşova Zirvesi. Rusya tehdit olarak tanımlandı. Karadeniz'de Rusya'yla rekabet kararı alındı. ABD, Türkiye'nin bu rekabetten çok etkileneceğini, Karadeniz ve Akdeniz'de ABD - Rusya arasındaki gerilimin arasında sıkışacağını bildiği halde, Ankara'nın hassasiyetlerini dikkate almadı. NATO; Türkiye, Bulgaristan ve Romanya'nın NATO üyesi olmasına, Gürcistan ve Ukrayna üzerindeki ABD nüfuzuna karşın, Rusya'ya yönelik hamlelerini sürdürdü. Karadeniz'de ABD'nin ve NATO'nun görünürlüğünü artırmakta ısrar etti. Türkiye'nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi konusunda daha esnek olmasını istedi. Karadeniz'de sürekli NATO Daimi Deniz Gücü bulundurmak için adım attı. Türkiye'nin Karadeniz'i barış gölü yapmak için öncülük ettiği BLACKSEAFOR boşa düşürmek için de hamleler yaptı…

 

NATO ve ABD'nin bu hamlelerine Rusya ve Çin'in tepkisi gecikmedi. Eylül 2016'da, Güney ve Doğu Çin Denizi'nde 8 günlük ortak tatbikat yaptılar. Çin açıklarındaki bu tatbikat sürerken, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov, bir açıklama yaptı. Karadeniz'deki Rus filosu ve Türk Deniz Kuvvetleri arasındaki güç oranının son birkaç yıl içerisinde değiştiğini söyledi. Türkiye'nin Karadeniz'in efendisi olduğu söyleniyordu. Şimdi bu değişti mi?

Köşe Yazımın devamı 12.Aralık.2016 Pazartesi günü devam edecek…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.