VAHAP DABAKAN
Köşe Yazarı
VAHAP DABAKAN
 

İstihbaratçı mı, siyasetçi mi uzlaşamıyor?

PİRİNCİN TAŞLARI   Önce Irak, sonra Suriye, Türkiye - İsrail anlaşmazlığı, Bütün bunların acısını çıkarmak isteyen ABD, S-400’leri, bahane ederek, F-35’leri vermemekle tehdit etmeye başladı. Türk Atasözü; “Atı alan Üsküdar’ı geçti” S-400’ler teslim alınmaya başladı. Türkiye Üsküdar geçecek mi acaba?   Bütün bunlar yetmezmiş gibi şimdi de Doğu Akdeniz ve buraya 200'ü aşkın savaş gemisinin konuşlanması, AB'nin Türkiye'ye Rum kesiminin baskısıyla ambargo koyması ve S-400 gerilimi, Türkiye ve bölgenin derin bir küresel kuşatma altına alınmaya çalışıldığını gösteriyor. Türkiye bu kuşatmalara pabuç bırakmıyor. Haklı olduğu yerde direniyor sonuna kadar da direnecektir…   Siyasetçiler gerekli siyaseti yapacak. İktidar partisi ile muhalefet partileri arasında bir fark olacak. İktidar partisinin yanlışları varsa, muhalefet partisi muhalefetini yapacak eleştirecek. Ama Ülke meselelerinde milli meselelerde top yekûn bütün partiler iktidar partisi ile birlikte ülke menfaatini göz önüne alarak ülkesini ve milli meselelerini savunmak zorundadır…   Benim yaptığım araştırmalarda ulaştığım sonuçlar, siyasi parti kanunları değişmesi lazım. Siyasette kavga değil uzlaşmaların yer alması gerekiyor. TBMM iç tüzük kanunun değişmesi lazım. Siyasetçi olabilir. Milletvekili olabilir, bakan olabilir, dokunulmazlığı olabilir ama hiç kimseye, Millettin Meclisini arenaya çevirmeye, belden aşağı vurma, hakaret etmeye, kavga etme hakkını vermez. Milletvekili seçildikten sonra o milletvekilleri “Ali kıran, baş kesen” değillerdir. Milletvekilini milletin lehine kanunlar çıkarsın. Milletin yaşamını kolaylaştırsın diye seçiyor. Milletin aslı dururken, vekiline ne oluyor da meclis içerisini söz düellolarıyla, kavgalarla arena’ya çeviriyorlar?   Türkiye bunun için iç siyasette yeni bir uzlaşma ve milli meselelerde birlikte hareket etmenin yollarını aramalıdır. Yeni bir siyaset zemininin oluşmaları gerekiyor. Yazarlar, yorumcular ve aydınlar da hep bunu istiyor. Hatta bu konuda ısrarcı olarak “muhalefetin de katılabileceği bir zeminin oluşmasının gerektiğini” belirtiyorlar...     Siyasetçiler için 15 Temmuz, kalkışma, darbe ve işgal girişiminin 3'üncü yılında tarihi bir fırsattı. Siyasetçiler bu fırsatı yakalayamadı. O gün siyasetçiler bir araya gelebilir ve küresel, 3 yıl önce yapılan darbe girişimi üzerinden ortak bir açıklama yapabilirlerdi…     Bu beklentiye cevap Başkan Erdoğan'ın direktifiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan geldi. Soylu, 15 Temmuz gecesi FETÖ'cülerin kanlı saldırısıyla 42 şehit verilen Gölbaşı Özel Harekât binasının açılış töreni ve 15 Temmuz Şehitlerini Anma gününde de 15 Temmuz’da bombalanan Ankara Emniyet Müdürlüğü binasının açılış töreni için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi, İP Genel Başkanı Meral Akşener'i ve çok sayıda muhalefet milletvekilini bizzat arayarak davet etmişti.   O gece Ankara'da iyimser bir hava vardı. Ama sonuca baktığınızda Ankara Emniyet Müdürlüğü yeni Binasının açılışına Devlet bahçeli, İP Parti genel Başkanı Meral Akşener katıldı. Gönül isterdi ki bütün muhalefet parti lider ve milletvekilleri Türk polisinin yanında olsunlar…   Olmadı ama geçte kalınmış sayılmaz. Bundan sonra her konuda milli davalarımızda tüm siyasi partiler birlik ve beraberlik için olmalarında ülke için büyük yararı vardır. Bu hoş sedanın bulundu gök kubbe çökerse herkes altında kalacağını da iyi bilmelidir…
Ekleme Tarihi: 21 Temmuz 2019 - Pazar

İstihbaratçı mı, siyasetçi mi uzlaşamıyor?

PİRİNCİN TAŞLARI

 

Önce Irak, sonra Suriye, Türkiye - İsrail anlaşmazlığı, Bütün bunların acısını çıkarmak isteyen ABD, S-400’leri, bahane ederek, F-35’leri vermemekle tehdit etmeye başladı. Türk Atasözü; “Atı alan Üsküdar’ı geçti” S-400’ler teslim alınmaya başladı. Türkiye Üsküdar geçecek mi acaba?

 

Bütün bunlar yetmezmiş gibi şimdi de Doğu Akdeniz ve buraya 200'ü aşkın savaş gemisinin konuşlanması, AB'nin Türkiye'ye Rum kesiminin baskısıyla ambargo koyması ve S-400 gerilimi, Türkiye ve bölgenin derin bir küresel kuşatma altına alınmaya çalışıldığını gösteriyor. Türkiye bu kuşatmalara pabuç bırakmıyor. Haklı olduğu yerde direniyor sonuna kadar da direnecektir…

 

Siyasetçiler gerekli siyaseti yapacak. İktidar partisi ile muhalefet partileri arasında bir fark olacak. İktidar partisinin yanlışları varsa, muhalefet partisi muhalefetini yapacak eleştirecek. Ama Ülke meselelerinde milli meselelerde top yekûn bütün partiler iktidar partisi ile birlikte ülke menfaatini göz önüne alarak ülkesini ve milli meselelerini savunmak zorundadır…

 

Benim yaptığım araştırmalarda ulaştığım sonuçlar, siyasi parti kanunları değişmesi lazım. Siyasette kavga değil uzlaşmaların yer alması gerekiyor. TBMM iç tüzük kanunun değişmesi lazım. Siyasetçi olabilir. Milletvekili olabilir, bakan olabilir, dokunulmazlığı olabilir ama hiç kimseye, Millettin Meclisini arenaya çevirmeye, belden aşağı vurma, hakaret etmeye, kavga etme hakkını vermez. Milletvekili seçildikten sonra o milletvekilleri “Ali kıran, baş kesen” değillerdir. Milletvekilini milletin lehine kanunlar çıkarsın. Milletin yaşamını kolaylaştırsın diye seçiyor. Milletin aslı dururken, vekiline ne oluyor da meclis içerisini söz düellolarıyla, kavgalarla arena’ya çeviriyorlar?

 

Türkiye bunun için iç siyasette yeni bir uzlaşma ve milli meselelerde birlikte hareket etmenin yollarını aramalıdır. Yeni bir siyaset zemininin oluşmaları gerekiyor. Yazarlar, yorumcular ve aydınlar da hep bunu istiyor. Hatta bu konuda ısrarcı olarak “muhalefetin de katılabileceği bir zeminin oluşmasının gerektiğini” belirtiyorlar...
 

 

Siyasetçiler için 15 Temmuz, kalkışma, darbe ve işgal girişiminin 3'üncü yılında tarihi bir fırsattı. Siyasetçiler bu fırsatı yakalayamadı. O gün siyasetçiler bir araya gelebilir ve küresel, 3 yıl önce yapılan darbe girişimi üzerinden ortak bir açıklama yapabilirlerdi…
 

 

Bu beklentiye cevap Başkan Erdoğan'ın direktifiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan geldi. Soylu, 15 Temmuz gecesi FETÖ'cülerin kanlı saldırısıyla 42 şehit verilen Gölbaşı Özel Harekât binasının açılış töreni ve 15 Temmuz Şehitlerini Anma gününde de 15 Temmuz’da bombalanan Ankara Emniyet Müdürlüğü binasının açılış töreni için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi, İP Genel Başkanı Meral Akşener'i ve çok sayıda muhalefet milletvekilini bizzat arayarak davet etmişti.


 

O gece Ankara'da iyimser bir hava vardı. Ama sonuca baktığınızda Ankara Emniyet Müdürlüğü yeni Binasının açılışına Devlet bahçeli, İP Parti genel Başkanı Meral Akşener katıldı. Gönül isterdi ki bütün muhalefet parti lider ve milletvekilleri Türk polisinin yanında olsunlar…

 

Olmadı ama geçte kalınmış sayılmaz. Bundan sonra her konuda milli davalarımızda tüm siyasi partiler birlik ve beraberlik için olmalarında ülke için büyük yararı vardır. Bu hoş sedanın bulundu gök kubbe çökerse herkes altında kalacağını da iyi bilmelidir…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.