VAHAP DABAKAN
Köşe Yazarı
VAHAP DABAKAN
 

Rusya- Ukrayna savaşı bize ne anlatıyor?

Rusya- Ukrayna arasındaki askeri harekâtı 12. Gününde. Rusya’ya göre bir “operasyon”. Batılılara göre bir “İşgal” resmen bir Savaş görülüyor. Günümüz teknoloji ve ağır silahların varlığını düşününce, savaşmanın ismini de çağa uydurmaya başladık… Rusya-Ukrayna arasındaki gerilim 2004 yılına dayanıyor. Kısa bir anımsatma yapayım! Ukrayna’daki savaşın çıkmasında NATO’nun genişleme süreci-Ukrayna’nın Batıya yanaşması ve NATO üyesi olma isteği, Ukrayna merkezi hükümetinin Donbass bölgesine yönelik tutumu ve tüm bunlara ilişkin Rusya’nın tepkisi. Aslında jeopolitik bir rekabet! Günümüze ve savaşın yansımalarına bakalım. Savaş sadece askeri anlamada olmuyor. Bir medya-iletişim savaşı da yaşanıyor... Batılı medya kuruluşları 2014 yılından pek bahsetmiyorlar, oysaki Ukrayna merkezi hükümet - ordusunun Donetsk ve Lugansk’ta Rus nüfusa yaptığı saldırılar BM raporlarına da yansımıştı... Savaşı canlı olarak Televizyonlardan öğreniyoruz. Irak-İran savaşında çalıştığım gazetem adına bende savaş muhabirliği yaptım. Ne kadar zor bir iş olduğunu biliyorum. Devlet eski Bakanı Kürşad Tüzmen, Türk Hükümeti adına Saddan Hüseyin’e mesaj götürdüğünde Devlet eski Bakanı Kürşad Tüzmen ile Irak’a giden gazeteciydim. Tabi götürülen mesajın içeriğini ben bilmiyorum. Saddam Hüseyin’i gören son Türk Bakan da Kürşad Tüzmen’dir. Ukrayna da görev yapan ‘Savaş Muhabiri’ arkadaşlarımın çok zorluklar altında görev yaptıklarını biliyorum… Almanya ve ABD son günler de Ukrayna’ya silah yardımını gerçekleştirmeye başladı. Bu savaş aynı zamanda bizlere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reel politika-güç savaşı-dengesi çerçevesinde çalışan bir yapı olduğunu anımsatmasıdır. Diğer bir deyişle, hukuktan öteye güç siyaseti! Daha önce Kosova, Libya ve Irak’ta Suriye de olduğu gibi...       Rusya-Ukrayna gerilimi ABD ve Batı tarafından yapay-yaratılan bir gerilim... Bu gerilimin nedeni NATO’nun genişlemesi ve karşı tepki... NATO niye genişliyor? Cevap arayalım... Dünya’ya jandarmalık mı? ABD-NATO Yunanistan’da üsler kuruyor ve silahlandırıyor, son dönemde Romanya ve Bulgaristan ile Polonya’da da aynı yaklaşım var... Rusya niye bu kadar tepki koyuyor? Bu soruya da ekleme yapalım. Karadeniz’den Akdeniz kadar uzayan bir güvenlikleştirme var bu jeopolitik yaklaşımın içerisinde, o yüzden Ukrayna oldukça önemli ve Odessa limanının da geleceği buna göre şekillenebilir! Bölge de, Türkiye’nin Monterux’u gündeme alması doğru bir yaklaşım. Bundan sonra da Türkiye’nin takınacağı tavır oldukça önemli. Türkiye bu noktada kendi ekonomik ve siyasal çıkarlarını düşünerek davranmak ve coğrafi gerçeklikleri dikkate almaktadır... Özellikle ABD ve Birleşik Krallık önderliğinde NATO kendisine bir cephe açmış durumda bu karşı cephede Rusya var. ‘yalnızlaştırılan’ bir ülke yapılmaya çalışılmaktadır... Bu cepheleşmede NATO üyesi Türkiye Cumhuriyeti ne yapacaktır? Soru burada, çünkü son dönemde Türkiye, Rusya ile bazı konularda farklı yaklaşımlara sahip olsa da Suriye konusu dâhil birçok alanda (güvenlik, ekonomik vs.) Rusya ile çok yakın ilişkiler içerisine Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında, ne Rusya nede Ukrayna’dan vazgeçmeyecektir. Ticari ilişkileri olan ülkelerdir... Türkiye, NATO üyesi ama askeri-savunma konularında NATO’dan ve müttefiklerinden istediği desteği görmedi. Patriot ve F-35 mevzuları ortada duruyor... Benim düşüncem, Türkiye’nin orta ve uzun vadeli bir dış politika yaklaşımını ortaya koyması gerek... Türkiye, NATO üyesi ama “Yarı tarafsız” her iki ülke lideriyle görüşen bir ülke pozisyonundaydı. Dış İşleri Bakanları arasında Antalya da bugün Bakan Çavuşoğlu, bakanları buluşturmayı ve görüşmelerini sağlamayı başardı…
Ekleme Tarihi: 10 Mart 2022 - Perşembe

Rusya- Ukrayna savaşı bize ne anlatıyor?

Rusya- Ukrayna arasındaki askeri harekâtı 12. Gününde. Rusya’ya göre bir “operasyon”. Batılılara göre bir “İşgal” resmen bir Savaş görülüyor. Günümüz teknoloji ve ağır silahların varlığını düşününce, savaşmanın ismini de çağa uydurmaya başladık…

Rusya-Ukrayna arasındaki gerilim 2004 yılına dayanıyor. Kısa bir anımsatma yapayım! Ukrayna’daki savaşın çıkmasında NATO’nun genişleme süreci-Ukrayna’nın Batıya yanaşması ve NATO üyesi olma isteği, Ukrayna merkezi hükümetinin Donbass bölgesine yönelik tutumu ve tüm bunlara ilişkin Rusya’nın tepkisi. Aslında jeopolitik bir rekabet!

Günümüze ve savaşın yansımalarına bakalım. Savaş sadece askeri anlamada olmuyor. Bir medya-iletişim savaşı da yaşanıyor... Batılı medya kuruluşları 2014 yılından pek bahsetmiyorlar, oysaki Ukrayna merkezi hükümet - ordusunun Donetsk ve Lugansk’ta Rus nüfusa yaptığı saldırılar BM raporlarına da yansımıştı...

Savaşı canlı olarak Televizyonlardan öğreniyoruz. Irak-İran savaşında çalıştığım gazetem adına bende savaş muhabirliği yaptım. Ne kadar zor bir iş olduğunu biliyorum. Devlet eski Bakanı Kürşad Tüzmen, Türk Hükümeti adına Saddan Hüseyin’e mesaj götürdüğünde Devlet eski Bakanı Kürşad Tüzmen ile Irak’a giden gazeteciydim. Tabi götürülen mesajın içeriğini ben bilmiyorum. Saddam Hüseyin’i gören son Türk Bakan da Kürşad Tüzmen’dir.

Ukrayna da görev yapan ‘Savaş Muhabiri’ arkadaşlarımın çok zorluklar altında görev yaptıklarını biliyorum…

Almanya ve ABD son günler de Ukrayna’ya silah yardımını gerçekleştirmeye başladı. Bu savaş aynı zamanda bizlere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reel politika-güç savaşı-dengesi çerçevesinde çalışan bir yapı olduğunu anımsatmasıdır. Diğer bir deyişle, hukuktan öteye güç siyaseti! Daha önce Kosova, Libya ve Irak’ta Suriye de olduğu gibi...      

Rusya-Ukrayna gerilimi ABD ve Batı tarafından yapay-yaratılan bir gerilim... Bu gerilimin nedeni NATO’nun genişlemesi ve karşı tepki... NATO niye genişliyor? Cevap arayalım... Dünya’ya jandarmalık mı? ABD-NATO Yunanistan’da üsler kuruyor ve silahlandırıyor, son dönemde Romanya ve Bulgaristan ile Polonya’da da aynı yaklaşım var... Rusya niye bu kadar tepki koyuyor? Bu soruya da ekleme yapalım. Karadeniz’den Akdeniz kadar uzayan bir güvenlikleştirme var bu jeopolitik yaklaşımın içerisinde, o yüzden Ukrayna oldukça önemli ve Odessa limanının da geleceği buna göre şekillenebilir!

Bölge de, Türkiye’nin Monterux’u gündeme alması doğru bir yaklaşım. Bundan sonra da Türkiye’nin takınacağı tavır oldukça önemli. Türkiye bu noktada kendi ekonomik ve siyasal çıkarlarını düşünerek davranmak ve coğrafi gerçeklikleri dikkate almaktadır...

Özellikle ABD ve Birleşik Krallık önderliğinde NATO kendisine bir cephe açmış durumda bu karşı cephede Rusya var. ‘yalnızlaştırılan’ bir ülke yapılmaya çalışılmaktadır...

Bu cepheleşmede NATO üyesi Türkiye Cumhuriyeti ne yapacaktır? Soru burada, çünkü son dönemde Türkiye, Rusya ile bazı konularda farklı yaklaşımlara sahip olsa da Suriye konusu dâhil birçok alanda (güvenlik, ekonomik vs.) Rusya ile çok yakın ilişkiler içerisine Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında, ne Rusya nede Ukrayna’dan vazgeçmeyecektir. Ticari ilişkileri olan ülkelerdir...

Türkiye, NATO üyesi ama askeri-savunma konularında NATO’dan ve müttefiklerinden istediği desteği görmedi. Patriot ve F-35 mevzuları ortada duruyor...

Benim düşüncem, Türkiye’nin orta ve uzun vadeli bir dış politika yaklaşımını ortaya koyması gerek... Türkiye, NATO üyesi ama “Yarı tarafsız” her iki ülke lideriyle görüşen bir ülke pozisyonundaydı. Dış İşleri Bakanları arasında Antalya da bugün Bakan Çavuşoğlu, bakanları buluşturmayı ve görüşmelerini sağlamayı başardı…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.