VAHAP DABAKAN
Köşe Yazarı
VAHAP DABAKAN
 

S400 Krizine, bakış açım!

PİRİNCİN TAŞLARI                                                                            Rusya Federasyonu Başkanı Putin, Türkiye de Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın konuğu olarak Türkiye’de bulunuyordu. Konu çok önemliydi. Erdoğan – Putin görüşmesinden Batı çok rahatsız oluyor. ABD ve Avrupa, özellikle de NATO diken üstünde duruyor. Türkiye, en büyük müttefikimiz diyorlar ama Türkiye’ye karşı da terör örgütlerini Türkiye’nin üzerin salmaktan da geri kalmıyorlar. Türkiye’nin uykuları kaçacağına, ABD’nin, NATO ve Avrupa’nın, uykuları kaçsın…         Sözde müttefiklerimiz neden Rus hava savunma sistemi S400'leri almamıza karşı çıkıyor? Özetle siyasi, ekonomik ve askeri nedenden ötürü bize 15-20 yıldır hava savunma sistemleri satmakta direnen “NATO ortaklarımız” üzerimizde baskı oluşturuyor. Suriye iç savaş başladıktan sonra TSK tarafından tehdit değerlendirmesi talebimiz üzerine Hollanda, Almanya ve ABD'den gelen Patriot sistemleri Adana, Kahramanmaraş ve Gaziantep'e konuşlandırıldı. Sistemi gönderen ülkeler, 2013 yılında geri çektiler... Sözde dostlarımızın S400 isyanına sebep nedir?         S400 SSCB döneminde yapılmaya başlanmış ve süreç içinde günümüzde 30 km irtifaya çıkabilen, 400 km menzili olan, aynı anda 36 veya gerektiğinde 72 hedefi takip etme yeteneğine sahip orta ve uzun menzilli bir hava savunma sistemidir. Bu arada Yunanistan/ Girit Adasında konuşlandırılan S300'leri anımsamakta fayda var. Nasıl oluyor da Yunanistan bu sistemi alabiliyor. Öte yandan Türkiye'nin almasına bu kadar tepki gösteriliyor? Girit adasında konuşlandırılan S300 füzelerinin esasen Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesiminin (GKRK) ortak savunma doktrini kapsamında 1998 yılında adaya yerleştirilmesi planlanmıştı. Fakat Türkiye'nin siyasi baskılarının yanı sıra askeri tedbirler de alacağı tehdidi neticesinde füzelerin GKRK'de konuşlanılmasından vazgeçildi ve silahlar zorunlu olarak Girit Adasına götürülmüştü…          Yunanistan, Türkiye'yi “korkutmak” amacıyla füzeleri Girit adasına yerleştirmiş olsa da, S300'lerin NATO'nun Link 16 sistemine uyumlu olmaması sebebiyle atıl kaldığı ifade edilmektedir.  Kore'de 721 şehit vermiş 2000 askeri yaralanmış, soğuk savaş döneminde NATO'nun güney kanat güvenliğini sağlamış Türkiye artık kendi çıkarını korumak zorundadır.NATO ortağı, müttefik denilen ülkeler Türkiye'ye düşman terör örgütlerini maddi ve manevi destekliyor. PKK elebaşı 1999 yılında yakalanıp Türkiye'ye geldikten sonra anlattıklarını da unutmadık. Örgütün destek aldığı istihbarat kuruluşları ile başta Suriye, Yunanistan, GKRK, Ermenistan gibi komşularımızın tutumlarını iyi anımsıyoruz…           Tekrar S400 füze sistemine dönelim. Önceleri füzelerin NATO hava savunma sistemlerine entegre edilemeyeceği olması en önemli itiraz olmuştu. Esas önemli olan entegre olmamasıdır. Batılı uzmanlar tarafından çok güçlü olduğu söylenen bu sistem, NATO uçaklarını tanımlama kodlara sahip olduğundan, olası bir ABD/ NATO saldırısında bize ciddi katkı sağlayacaktır. NATO'nun bize bir saldırı ihtimalini paranoyak yaklaşım görmemeliyiz. Geçmişte “Çekiç Güç” vasıtasıyla Irak'ın kuzeyinde kurulan Kürt Yönetiminin yanı sıra PKK'ya da havadan yardım malzemesi atan ABD, örgütün güçlenmesine destek olmuştur.  ABD, şimdi ise Suriye'de benzer bir yöntemle Akdeniz’e açılan bir Kürt koridoru oluşturmak için tüm itirazlarımıza rağmen PKK'nın Suriye kolu YPG/PYD’ ye önemli miktarda askeri teçhizat vermiştir…          “ABD Silahlı Kuvvetler Akademisi Stratejik Araştırmalar Merkezi” önümüzdeki 10 yıl içinde ABD’yi tehdit edecek faktörler raporunda, Türkiye'de çıkacak bir iç savaşın askeri müdahale ile kontrol altına alınabilir deniliyor. Bu sadece bir ihtimal, bu ihtimalin koşulunu hazırlama içinde oldukları görülüyor. Ayrıca, 2006 yılında Napoli’deki NATO Eğitim Merkezi’nde Türk subayların Ankara’ya bilgi vermesi ile ABD’li subayların oluşturduğu kum havuzu tatbikatında sözde Kürdistan haritasının büyük bir kısmının Türkiye topraklarını içerdiğini unutmadık. Bu arada Türkiye'yi çevreleyen komşu ülkelerin hepsinde ABD üslerinin kurulduğu gözümüzden kaçmıyor. ABD üslerinin aslında “Şer üçgeninin” kalan son iki üyesinden İran’a yönelik diye söylense de, asıl hedefin Türkiye olduğu kesindir. ABD destekli 15 Temmuz darbesi unutulmadı…         S400 füze sistemini alacak olursak, teknoloji transferini de gerçekleştirmiş olacağız. Türkiye için bu kazanım geç de olsa büyük önem arz ediyor. Milli bir hava savunma sisteminin geliştirilmesi bir elzemdir. S400'leri istenilen yere konuşlandıracaklar ve Türkiye’ye hasmane tutum içinde olan sözde dostlarımızın hareket kabiliyetine sınırlama getireceği gibi açık bir mesaj da vermiş olacak...
Ekleme Tarihi: 06 Ekim 2017 - Cuma

S400 Krizine, bakış açım!

PİRİNCİN TAŞLARI

                                                                          

Rusya Federasyonu Başkanı Putin, Türkiye de Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın konuğu olarak Türkiye’de bulunuyordu. Konu çok önemliydi. Erdoğan – Putin görüşmesinden Batı çok rahatsız oluyor. ABD ve Avrupa, özellikle de NATO diken üstünde duruyor. Türkiye, en büyük müttefikimiz diyorlar ama Türkiye’ye karşı da terör örgütlerini Türkiye’nin üzerin salmaktan da geri kalmıyorlar. Türkiye’nin uykuları kaçacağına, ABD’nin, NATO ve Avrupa’nın, uykuları kaçsın…

      

 Sözde müttefiklerimiz neden Rus hava savunma sistemi S400'leri almamıza karşı çıkıyor? Özetle siyasi, ekonomik ve askeri nedenden ötürü bize 15-20 yıldır hava savunma sistemleri satmakta direnen “NATO ortaklarımız” üzerimizde baskı oluşturuyor. Suriye iç savaş başladıktan sonra TSK tarafından tehdit değerlendirmesi talebimiz üzerine Hollanda, Almanya ve ABD'den gelen Patriot sistemleri Adana, Kahramanmaraş ve Gaziantep'e konuşlandırıldı. Sistemi gönderen ülkeler, 2013 yılında geri çektiler...


Sözde dostlarımızın S400 isyanına sebep nedir? 


      

S400 SSCB döneminde yapılmaya başlanmış ve süreç içinde günümüzde 30 km irtifaya çıkabilen, 400 km menzili olan, aynı anda 36 veya gerektiğinde 72 hedefi takip etme yeteneğine sahip orta ve uzun menzilli bir hava savunma sistemidir. Bu arada Yunanistan/ Girit Adasında konuşlandırılan S300'leri anımsamakta fayda var. Nasıl oluyor da Yunanistan bu sistemi alabiliyor. Öte yandan Türkiye'nin almasına bu kadar tepki gösteriliyor? Girit adasında konuşlandırılan S300 füzelerinin esasen Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesiminin (GKRK) ortak savunma doktrini kapsamında 1998 yılında adaya yerleştirilmesi planlanmıştı. Fakat Türkiye'nin siyasi baskılarının yanı sıra askeri tedbirler de alacağı tehdidi neticesinde füzelerin GKRK'de konuşlanılmasından vazgeçildi ve silahlar zorunlu olarak Girit Adasına götürülmüştü…
      

 

Yunanistan, Türkiye'yi “korkutmak” amacıyla füzeleri Girit adasına yerleştirmiş olsa da, S300'lerin NATO'nun Link 16 sistemine uyumlu olmaması sebebiyle atıl kaldığı ifade edilmektedir.  Kore'de 721 şehit vermiş 2000 askeri yaralanmış, soğuk savaş döneminde NATO'nun güney kanat güvenliğini sağlamış Türkiye artık kendi çıkarını korumak zorundadır.NATO ortağı, müttefik denilen ülkeler Türkiye'ye düşman terör örgütlerini maddi ve manevi destekliyor. PKK elebaşı 1999 yılında yakalanıp Türkiye'ye geldikten sonra anlattıklarını da unutmadık. Örgütün destek aldığı istihbarat kuruluşları ile başta Suriye, Yunanistan, GKRK, Ermenistan gibi komşularımızın tutumlarını iyi anımsıyoruz… 
      

 

Tekrar S400 füze sistemine dönelim. Önceleri füzelerin NATO hava savunma sistemlerine entegre edilemeyeceği olması en önemli itiraz olmuştu. Esas önemli olan entegre olmamasıdır. Batılı uzmanlar tarafından çok güçlü olduğu söylenen bu sistem, NATO uçaklarını tanımlama kodlara sahip olduğundan, olası bir ABD/ NATO saldırısında bize ciddi katkı sağlayacaktır. NATO'nun bize bir saldırı ihtimalini paranoyak yaklaşım görmemeliyiz. Geçmişte “Çekiç Güç” vasıtasıyla Irak'ın kuzeyinde kurulan Kürt Yönetiminin yanı sıra PKK'ya da havadan yardım malzemesi atan ABD, örgütün güçlenmesine destek olmuştur.  ABD, şimdi ise Suriye'de benzer bir yöntemle Akdeniz’e açılan bir Kürt koridoru oluşturmak için tüm itirazlarımıza rağmen PKK'nın Suriye kolu YPG/PYD’ ye önemli miktarda askeri teçhizat vermiştir…
      

 

“ABD Silahlı Kuvvetler Akademisi Stratejik Araştırmalar Merkezi” önümüzdeki 10 yıl içinde ABD’yi tehdit edecek faktörler raporunda, Türkiye'de çıkacak bir iç savaşın askeri müdahale ile kontrol altına alınabilir deniliyor. Bu sadece bir ihtimal, bu ihtimalin koşulunu hazırlama içinde oldukları görülüyor. Ayrıca, 2006 yılında Napoli’deki NATO Eğitim Merkezi’nde Türk subayların Ankara’ya bilgi vermesi ile ABD’li subayların oluşturduğu kum havuzu tatbikatında sözde Kürdistan haritasının büyük bir kısmının Türkiye topraklarını içerdiğini unutmadık. Bu arada Türkiye'yi çevreleyen komşu ülkelerin hepsinde ABD üslerinin kurulduğu gözümüzden kaçmıyor. ABD üslerinin aslında “Şer üçgeninin” kalan son iki üyesinden İran’a yönelik diye söylense de, asıl hedefin Türkiye olduğu kesindir. ABD destekli 15 Temmuz darbesi unutulmadı… 

      

S400 füze sistemini alacak olursak, teknoloji transferini de gerçekleştirmiş olacağız. Türkiye için bu kazanım geç de olsa büyük önem arz ediyor. Milli bir hava savunma sisteminin geliştirilmesi bir elzemdir. S400'leri istenilen yere konuşlandıracaklar ve Türkiye’ye hasmane tutum içinde olan sözde dostlarımızın hareket kabiliyetine sınırlama getireceği gibi açık bir mesaj da vermiş olacak...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.