VAHAP DABAKAN
Köşe Yazarı
VAHAP DABAKAN
 

Son Günlerde Tartışılan İki Önemli Konu

16 Nisan Referandum Anayasa değişikliği oylaması yaklaştıkça “EVET” – “HAYIR” diyenler arasında büyük tartışmalar yaşanıyor. Burada ben bir soruyu Milletimize yöneltmek istiyorum. Biz Türk milleti olarak nasıl bir yönetilme şekline karar verecek oy kullanacak akıla sahip değimliyiz? Bizim vekil diye seçtiklerimiz şimdi bizim beynimize, gönlümüze hükmetmeye kalkıyorlar…   Değişikliği yapan siyasi parti değişiklikleri anlatır. Millet de sandık başında kararını verir. Muhalefet yapan da bu kadar kendisini paralamaya, parçalamaya gerek kalmaz. Millet sandık başında oyunu kullanır. Kavgalara, kutuplaşmaya, bölünmeye gerek de kalmaz. Herkesin gönlünde bir aslan yatıyor. Millettin iradesine hiç kimse ipotek koymasın Millet sandık başında ne yapacağını iyi bilir…   “Satranç tahtasında tüm denizlerdekinden daha fazla macera vardır.” Yazar Pierre Mac Orlan böyle söylemiş. Gelelim son günlerde Referandum kadar yapılan tartışma konusu Satranç üzerine biraz konuşalım istiyorum. Son zamanlarda bir tartışma furyasıdır almış başını gidiyor. “Zekâ oyunları helal mi, haram mı?'” tartışmalarından çoğunuzun az çok haberi vardır. İşin esasında tartışılacak çok fazla konular varken birçok insan neden bu konuyu tartışmaya açar onu da anlamış değilim. Fakat gündem bazen böyle talihsiz söylemlerle, gereksiz hamlelerle sarsılabiliyor. Türkiye de Referandum ve sistem değişikliği yaşanırken. Sistemde nelerin değişeceğini öğrenmeye çalışmamız gerekirken bana göre saçma bir gündemi tartışıyoruz…   Hepimizin belli bir yaştan sonra temel ihtiyaçları karşılama, yuva kurma, araba ve ev alma düşüncelerine kilitleniyoruz. Oysaki kişilerin hayatları boyunca araştırmaya, öğrenmeye, değişmeye ihtiyacı vardır. Bunun için de beyin zinde kalmalı ve dinç olmalı. Beynimizin zinde kalmasının yollarından biri de zekâ oyunlarıdır. Zekâ oyunları kütlesel hareketin avantajlarını öğretir, toplumun önemli kavramlarını aşılar, toplum için yaşamayı öğretir…   Dünyada ve ülkemizde en çok oynanan oyunlardan biride satrançtır. “Satranç tahtası insanın zihninin jimnastik salonudur” Pascal Satranç M.Ö. 2000'li yıllarda oynandığına dair bulgular Mısır'da piramitlerdeki kabartmalarda vardır. Fakat genel anlamıyla satrancın ilk olarak M.S 6.yüzyılda Hindistan da ortaya çıktığı söylenmektedir. M.S 10. yüzyıllarında Asya topraklarına, Ortadoğu ve Avrupa'ya yayılmıştır. 15.yüzyıldan sonra Avrupa'da özellikle soylular arasında rağbet görmeye başlamıştır. Oyunun kuralları ve taş dizilimi zamanla birçok kez değişmiş 19. yüzyılda günümüzde oynandığı halini almıştır. Avrupa toplumu, entelektüel tabakaları arasında yayılmıştır. Dünyanın en favori oyunu olmuştur…   Oyunun çıkmasıyla çeşitli efsaneler bulunuyor. En önemlisi buğday tanesi efsanesidir. Bir rivayete göre kralın biri emri verir bir oyun yapmalarını ister ve yaptıkları bu oyunun sıradan olmamasını bir ders verir nitelikte olmasını istediğini söyler. Bunun üzerine kralın vezirlerinden biri satrancı icat ederek kralın huzuruna çıkar. Niyeti bu oyunla krala adamları olmadan tek başına bir hiç olduğu ve onlarsız hiçbir iş yapamayacağını anlatmaktır. Kral bu oyunu ve vezirin bu yaklaşımını çok beğenir ve dile benden ne dilersen diyerek veziri ödüllendirmek ister…   Vezir hâlâ kralın alması gereken dersi almadığını düşünerek sadece bir miktar buğday istediğini belirtir ancak bunu satranç tahtasındaki 1. Kareye 1, 2. Kareye 2, 3. Kareye 4 buğday. Şeklinde bir sonraki karede bir önceki karenin içindeki buğday tanesi sayısının iki katı olacak şekilde istediğini belirtir. Kral kendisi gibi ulu ve zengin birinden böyle ucuz bir istekte olduğu için sinirlenir ve hesaplayın bir tek tane dâhi fazla vermeyin der. Adamları hesaplar. Saymaya başlarlar, son kareye ulaştıklarında bu işin şakasının olmadığını vezirin istediği buğday miktarı günümüz de ülkemizin binlerce yıllık buğday üretimine denk geldiğini anlarlar ve sonuçta kral gereken dersi alır…   Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Mitinglerinde ve Milletle buluşmalarında Satranç dağıtmasını sağlıklı ve zeki bir gençliğin ve milletinin yetişmesi için olduğunu ve gençliğin kötü alışkanlıklara gitmemesi için dağıtığını söylüyor…
Ekleme Tarihi: 09 Mart 2017 - Perşembe

Son Günlerde Tartışılan İki Önemli Konu

16 Nisan Referandum Anayasa değişikliği oylaması yaklaştıkça “EVET” – “HAYIR” diyenler arasında büyük tartışmalar yaşanıyor. Burada ben bir soruyu Milletimize yöneltmek istiyorum. Biz Türk milleti olarak nasıl bir yönetilme şekline karar verecek oy kullanacak akıla sahip değimliyiz? Bizim vekil diye seçtiklerimiz şimdi bizim beynimize, gönlümüze hükmetmeye kalkıyorlar…

 

Değişikliği yapan siyasi parti değişiklikleri anlatır. Millet de sandık başında kararını verir. Muhalefet yapan da bu kadar kendisini paralamaya, parçalamaya gerek kalmaz. Millet sandık başında oyunu kullanır. Kavgalara, kutuplaşmaya, bölünmeye gerek de kalmaz. Herkesin gönlünde bir aslan yatıyor. Millettin iradesine hiç kimse ipotek koymasın Millet sandık başında ne yapacağını iyi bilir…

 

“Satranç tahtasında tüm denizlerdekinden daha fazla macera vardır.” Yazar Pierre Mac Orlan böyle söylemiş. Gelelim son günlerde Referandum kadar yapılan tartışma konusu Satranç üzerine biraz konuşalım istiyorum. Son zamanlarda bir tartışma furyasıdır almış başını gidiyor. “Zekâ oyunları helal mi, haram mı?'” tartışmalarından çoğunuzun az çok haberi vardır. İşin esasında tartışılacak çok fazla konular varken birçok insan neden bu konuyu tartışmaya açar onu da anlamış değilim. Fakat gündem bazen böyle talihsiz söylemlerle, gereksiz hamlelerle sarsılabiliyor. Türkiye de Referandum ve sistem değişikliği yaşanırken. Sistemde nelerin değişeceğini öğrenmeye çalışmamız gerekirken bana göre saçma bir gündemi tartışıyoruz…

 

Hepimizin belli bir yaştan sonra temel ihtiyaçları karşılama, yuva kurma, araba ve ev alma düşüncelerine kilitleniyoruz. Oysaki kişilerin hayatları boyunca araştırmaya, öğrenmeye, değişmeye ihtiyacı vardır. Bunun için de beyin zinde kalmalı ve dinç olmalı. Beynimizin zinde kalmasının yollarından biri de zekâ oyunlarıdır. Zekâ oyunları kütlesel hareketin avantajlarını öğretir, toplumun önemli kavramlarını aşılar, toplum için yaşamayı öğretir…

 

Dünyada ve ülkemizde en çok oynanan oyunlardan biride satrançtır. “Satranç tahtası insanın zihninin jimnastik salonudur” Pascal Satranç M.Ö. 2000'li yıllarda oynandığına dair bulgular Mısır'da piramitlerdeki kabartmalarda vardır. Fakat genel anlamıyla satrancın ilk olarak M.S 6.yüzyılda Hindistan da ortaya çıktığı söylenmektedir. M.S 10. yüzyıllarında Asya topraklarına, Ortadoğu ve Avrupa'ya yayılmıştır. 15.yüzyıldan sonra Avrupa'da özellikle soylular arasında rağbet görmeye başlamıştır. Oyunun kuralları ve taş dizilimi zamanla birçok kez değişmiş 19. yüzyılda günümüzde oynandığı halini almıştır. Avrupa toplumu, entelektüel tabakaları arasında yayılmıştır. Dünyanın en favori oyunu olmuştur…

 

Oyunun çıkmasıyla çeşitli efsaneler bulunuyor. En önemlisi buğday tanesi efsanesidir. Bir rivayete göre kralın biri emri verir bir oyun yapmalarını ister ve yaptıkları bu oyunun sıradan olmamasını bir ders verir nitelikte olmasını istediğini söyler. Bunun üzerine kralın vezirlerinden biri satrancı icat ederek kralın huzuruna çıkar. Niyeti bu oyunla krala adamları olmadan tek başına bir hiç olduğu ve onlarsız hiçbir iş yapamayacağını anlatmaktır. Kral bu oyunu ve vezirin bu yaklaşımını çok beğenir ve dile benden ne dilersen diyerek veziri ödüllendirmek ister…

 

Vezir hâlâ kralın alması gereken dersi almadığını düşünerek sadece bir miktar buğday istediğini belirtir ancak bunu satranç tahtasındaki 1. Kareye 1, 2. Kareye 2, 3. Kareye 4 buğday. Şeklinde bir sonraki karede bir önceki karenin içindeki buğday tanesi sayısının iki katı olacak şekilde istediğini belirtir. Kral kendisi gibi ulu ve zengin birinden böyle ucuz bir istekte olduğu için sinirlenir ve hesaplayın bir tek tane dâhi fazla vermeyin der. Adamları hesaplar. Saymaya başlarlar, son kareye ulaştıklarında bu işin şakasının olmadığını vezirin istediği buğday miktarı günümüz de ülkemizin binlerce yıllık buğday üretimine denk geldiğini anlarlar ve sonuçta kral gereken dersi alır…

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Mitinglerinde ve Milletle buluşmalarında Satranç dağıtmasını sağlıklı ve zeki bir gençliğin ve milletinin yetişmesi için olduğunu ve gençliğin kötü alışkanlıklara gitmemesi için dağıtığını söylüyor…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.