ISMAHAN ÇERİBAŞI
Köşe Yazarı
ISMAHAN ÇERİBAŞI
 

EVET, Mİ HAYIR MI?

Herkesin dilinde bir “başkanlık” kelimesi almış gidiyor. Hayır mı şer mi getirir bilmeden, ya “evet” diyoruz ya da “hayır” hiç kimseye buradan şunu yapın deme lüksüm yok fakat gücümün yettiği kadarı ile bilinçli olmanız hususunda çığlıklar bile atabilirim.   Gece saat bir buçuk iki gibi arkadaşım ile “evet” mi yoksa “hayır” mı desek diye istişare ediyoruz. Ama o kadar soru var ki cevap bekleyen, o yüzden hala bir sonuca ulaşmış değiliz…   Neyse öncelikle şu “başkanlık” dedikleri mevzu neymiş ona bakalım.  Başkanlık sistemi, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükümet etme ve devleti yönetme anlamına gelir ya da yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir. Sadece bu sistemde yasamanın yürütmeyi fesh etme yetkisi yoktur.  Tabi burada hükümet kim? başkan kim? olacak çok önemli bir soru, bunu sakın atlamayalım, lütfen…   Bir itirafta bulunmak gerekir ise ben ne “evet” ne de “hayır” diyeceğim neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda emin olmadığım için, sadece Ülkemin üzerinde ki bu oyunları izlemek ve sonuçları yaşamak istiyorum... ve varsa şayet bir görevim seve-seve üstlenmek istiyorum…   Biraz araştırma yaptığınız da sofranıza bunun birçok avantajını önünüze sürerler, mesela doğrudan yetki, kuvvetler ayrılığı, istikrar ve hızlı karar alabilme gibi bence burada sadece istikrar ve hızlı karar alma dışında ben bir avantaj göremiyorum…   Örneğin Başkanlık sisteminde yasama ve yürütmenin birbirinden ayrılması; her iki birimin birbirini karşılıklı denetleyebilmesi ne gibi avantajı var bilmiyorum. Neyse... Tanımları kenara bırakıyorum şimdilik...   Sayın EDOĞAN’ ın Başdanışmanın verdiği bir röportajda okumuştum Sayın Mehmet UÇUM Başkanlık için yaklaşımı ve açıklamaları beni tatmin edici gelmediği gibi pek mantığımı da yatmamıştı. Sizin ne düşüneceğinizi bilmediğim için bu röportajdan kesiti sizlerle paylaşmak istiyorum ;   “Türkiye'nin Osmanlıdan beri başkanlık geleneği var. Yerelimize bakın, mahalle muhtarı, belediye başkanı, kalkınma bölgeleri... Anadolu insanında da başkanla sorun çözme kültürü var. Bize en uygun seçenek, başkanlık sistemi.   -Meclis şu an tamamen yürütmenin kontrolünde çünkü milletvekilleri güçsüz durumda. Grup başkan vekilleri ne derse onu yapıyorlar. Oysa Başkanlık sisteminde, hele de dar bölge sistemi ve geri çağırma yetkisi getirilirse milletvekilleri daha fazla sorumluluk üstlenir.   -Denge ve denetleme meselelerinde de başkanlık sisteminin üstünlüğü var. Meclisin görevi hükümeti denetlemektir. Parlamento çoğunluğunu oluşturan parti içinden çıkmış bir hükümetin kendi parlamenterlerini objektif bir şekilde denetlemesi mümkün değildir.   -Mevcut düzende bütçe kontrolü meclise hükümetin kontrolünde geliyor. Uygulamayı da hükümet yapıyor. Başkanlık sisteminde ise bütçeyi gerçekten meclis yapıyor. Çatır çatır da hesabını soruyor.” Bunları siz düşünürken bende diğer taraftan haklı yanlarını sıralamak istiyorum; “-Başkanlık sisteminin en önemli özelliklerinden biri başkanın kanun teklifi verme hakkı olmaması.   Obama 7 yıl boyunca bireysel silahsızlanmanın daraltılması için müthiş çabalar harcadı ama kabul etmediler. Bu da katı kuvvetler ayrılığı sisteminin getirdiği bir şeydi. Yani başkanlık sisteminde başkanın parlamento çoğunluğunu şimdiki başbakanın kontrol ettiği gibi kontrol etme ihtimali son derece düşüktür.   -Başkanlık sisteminde halk, hem yürütmeyi hem de meclisi belirler. Hükümet ve koalisyon derdi olmaz. Kriz çıktığında da halka gidilirse milli egemenlik her aşamada devreye sokulmuş olur.   -Başkanlık sisteminde Bakanlar Meclis'ten değil, dışarıdan seçilir. Dolayısıyla en iyisini seçme imkânına sahip olursunuz. -Şu anki sistemde siyasi partiler sadece seçim çalışması yapmaya odaklılar. Oysa gerçek anlamda toplumun ihtiyaçlarını siyasete dönüştürmenin aracına dönüşmeliler. Başkanlık sistemi bu imkânı getirecek” hadi hayırlısı inşallah…   Başkanlık bize neler getirecek ya da götürecek diye düşünürken şu evlilik Programlarından başlarını kaldırmayan, kimin eli kimin cebinde onu takip eden insanlar sizlere sesleniyorum Allah aşkına elinizi vicdanınızı koyun ve sizler yıkanmış o beyinlerinizi ile bin kere daha düşünün “evet” mi “hayır” mı? Çünkü sizler kim kiminle evlenecek diye düşünürken bu ülkenin üzerinde ne tür oyunlar oynanıyor anlayamıyorsunuz…   Ayrıca asıl soruyu sormadım… Sayın Bahçeliye ne oldu, Püskiviti hangi çaya batırıldı da bu kadar değişti… Hangi çıkarlar ya da hangi endişelerle yaşıyor da “evet” dememiz için can atıyor… Zaten sanatçılara, hocalara-imamları hiç bir şey söylemek istemiyorum bu hafta fakat gelecek günlerde muhakkak sorgulamam bu yönde olacak…  
Ekleme Tarihi: 26 Ocak 2017 - Perşembe

EVET, Mİ HAYIR MI?

Herkesin dilinde bir “başkanlık” kelimesi almış gidiyor. Hayır mı şer mi getirir bilmeden, ya “evet” diyoruz ya da “hayır” hiç kimseye buradan şunu yapın deme lüksüm yok fakat gücümün yettiği kadarı ile bilinçli olmanız hususunda çığlıklar bile atabilirim.

 

Gece saat bir buçuk iki gibi arkadaşım ile “evet” mi yoksa “hayır” mı desek diye istişare ediyoruz. Ama o kadar soru var ki cevap bekleyen, o yüzden hala bir sonuca ulaşmış değiliz…

 

Neyse öncelikle şu “başkanlık” dedikleri mevzu neymiş ona bakalım.  Başkanlık sistemi, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükümet etme ve devleti yönetme anlamına gelir ya da yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir. Sadece bu sistemde yasamanın yürütmeyi fesh etme yetkisi yoktur.  Tabi burada hükümet kim? başkan kim? olacak çok önemli bir soru, bunu sakın atlamayalım, lütfen…

 

Bir itirafta bulunmak gerekir ise ben ne “evet” ne de “hayır” diyeceğim neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda emin olmadığım için, sadece Ülkemin üzerinde ki bu oyunları izlemek ve sonuçları yaşamak istiyorum... ve varsa şayet bir görevim seve-seve üstlenmek istiyorum…

 

Biraz araştırma yaptığınız da sofranıza bunun birçok avantajını önünüze sürerler, mesela doğrudan yetki, kuvvetler ayrılığı, istikrar ve hızlı karar alabilme gibi bence burada sadece istikrar ve hızlı karar alma dışında ben bir avantaj göremiyorum…

 

Örneğin Başkanlık sisteminde yasama ve yürütmenin birbirinden ayrılması; her iki birimin birbirini karşılıklı denetleyebilmesi ne gibi avantajı var bilmiyorum. Neyse... Tanımları kenara bırakıyorum şimdilik...

 

Sayın EDOĞAN’ ın Başdanışmanın verdiği bir röportajda okumuştum Sayın Mehmet UÇUM Başkanlık için yaklaşımı ve açıklamaları beni tatmin edici gelmediği gibi pek mantığımı da yatmamıştı. Sizin ne düşüneceğinizi bilmediğim için bu röportajdan kesiti sizlerle paylaşmak istiyorum ;

 

“Türkiye'nin Osmanlıdan beri başkanlık geleneği var. Yerelimize bakın, mahalle muhtarı, belediye başkanı, kalkınma bölgeleri... Anadolu insanında da başkanla sorun çözme kültürü var. Bize en uygun seçenek, başkanlık sistemi.

 

-Meclis şu an tamamen yürütmenin kontrolünde çünkü milletvekilleri güçsüz durumda. Grup başkan vekilleri ne derse onu yapıyorlar. Oysa Başkanlık sisteminde, hele de dar bölge sistemi ve geri çağırma yetkisi getirilirse milletvekilleri daha fazla sorumluluk üstlenir.

 

-Denge ve denetleme meselelerinde de başkanlık sisteminin üstünlüğü var. Meclisin görevi hükümeti denetlemektir. Parlamento çoğunluğunu oluşturan parti içinden çıkmış bir hükümetin kendi parlamenterlerini objektif bir şekilde denetlemesi mümkün değildir.

 

-Mevcut düzende bütçe kontrolü meclise hükümetin kontrolünde geliyor. Uygulamayı da hükümet yapıyor. Başkanlık sisteminde ise bütçeyi gerçekten meclis yapıyor. Çatır çatır da hesabını soruyor.” Bunları siz düşünürken bende diğer taraftan haklı yanlarını sıralamak istiyorum; “-Başkanlık sisteminin en önemli özelliklerinden biri başkanın kanun teklifi verme hakkı olmaması.

 

Obama 7 yıl boyunca bireysel silahsızlanmanın daraltılması için müthiş çabalar harcadı ama kabul etmediler. Bu da katı kuvvetler ayrılığı sisteminin getirdiği bir şeydi. Yani başkanlık sisteminde başkanın parlamento çoğunluğunu şimdiki başbakanın kontrol ettiği gibi kontrol etme ihtimali son derece düşüktür.

 

-Başkanlık sisteminde halk, hem yürütmeyi hem de meclisi belirler. Hükümet ve koalisyon derdi olmaz. Kriz çıktığında da halka gidilirse milli egemenlik her aşamada devreye sokulmuş olur.

 

-Başkanlık sisteminde Bakanlar Meclis'ten değil, dışarıdan seçilir. Dolayısıyla en iyisini seçme imkânına sahip olursunuz.

-Şu anki sistemde siyasi partiler sadece seçim çalışması yapmaya odaklılar. Oysa gerçek anlamda toplumun ihtiyaçlarını siyasete dönüştürmenin aracına dönüşmeliler. Başkanlık sistemi bu imkânı getirecek” hadi hayırlısı inşallah…

 

Başkanlık bize neler getirecek ya da götürecek diye düşünürken şu evlilik Programlarından başlarını kaldırmayan, kimin eli kimin cebinde onu takip eden insanlar sizlere sesleniyorum Allah aşkına elinizi vicdanınızı koyun ve sizler yıkanmış o beyinlerinizi ile bin kere daha düşünün “evet” mi “hayır” mı? Çünkü sizler kim kiminle evlenecek diye düşünürken bu ülkenin üzerinde ne tür oyunlar oynanıyor anlayamıyorsunuz…

 

Ayrıca asıl soruyu sormadım… Sayın Bahçeliye ne oldu, Püskiviti hangi çaya batırıldı da bu kadar değişti… Hangi çıkarlar ya da hangi endişelerle yaşıyor da “evet” dememiz için can atıyor… Zaten sanatçılara, hocalara-imamları hiç bir şey söylemek istemiyorum bu hafta fakat gelecek günlerde muhakkak sorgulamam bu yönde olacak…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.