Hocam Prof. Dr. Nevzat Battal’a Saygıyla...
Eğitim hayatınızda bazı isimler olur…
Sadece ders anlatmazlar düşünceyi şekillendirir, zihniyet inşa eder, ufuk açarlar.
Bir kavramı öğretirken, aslında bir yaşam biçimi tarif ederler.
O isimler, bir fakülte duvarlarında değil; insanın zihninde ve karakterinde yer ederler.
İşte Prof. Dr. Nevzat Battal, bu isimlerden biridir.
Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi’nde geçirdiğimiz öğrencilik yıllarında,
bir yıl boyunca dersimize girdi.
Ama bu bir yıl, takvimsel bir süre değil;
düşünsel derinliğe açılan kapıların aralandığı bir yolculuktu bizim için.
Eğitim fakültelerinde filizlenen onlarca öğretmen adayının hafızasında
bir hoca olarak değil,
bir ufuk gösterici olarak yer etti.
Yalnızca Balıkesir’de değil;
çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliğinden bölüm başkanlığına,
fakülte dekanlığından akademik kurul görevlerine kadar
eğitimin farklı kademelerinde yıllarca hizmet verdi.
Bugün emekli olsa da, fikirleri ve kalemi hâlâ sahada aktif, hâlâ yol gösterici.
****
Dün, Nevzat Hocam bana bir makalesini gönderdi.
Ama bu gönderi, sadece akademik bir metin değildi.
Bir tür sessiz mektuptu bu...
İçinde fikir olan, ilke olan, vicdan olan…
Bir hocanın öğrencisine yıllar sonra hâlâ bir şeyler anlatma gayreti…
Hâlâ yol gösterme sorumluluğu…
Ve hâlâ ışık olma arzusu…
Okudum...
Hem metni, hem satır aralarını…
Gözümde eski sınıflar, kulağımda hocamın sesi,
içimde ise hâlâ süren bir yürüyüş başladı yeniden.
****
Bu satırlar,
sadece bir makaleye değil;
bir ömre yayılan bir akademik iz’e yazılmış cevaptır.
Ve bir kez daha fark ettim ki:
Bazı yazılar sadece bilgi taşımaz…
Bilinç inşa eder.
Bazı cümleler yalnızca tanım değildir…
Bir hayat duruşunun temelidir.
Nevzat Hocam’ nın kaleme aldığı o yazı,
eleştirel düşünmenin ne olduğunu, neden gerekli olduğunu
ve nasıl geliştirilebileceğini anlatırken;
bize aslında daha büyük bir hakikati hatırlatıyordu:
Düşünmek bir erdemdir.
Sorgulamak bir cesaret.
Fikre sahip çıkmak ise bir sorumluluk.
****
Ben hâlâ o düşünce yolundayım.
Kendime ne zaman “Neden böyle bakıyorum hayata?” diye sorsam,
cevap hep aynı yere çıkar:
Nevzat Hocam’nın yaktığı meşale.
Ve o meşale, hâlâ yanıyor.
****
Bu yazı,
geç kalmış bir teşekkür değil…
Tam zamanında yazılmış bir vefa cümlesidir.
İçinde bilgiye saygı var.
Eğitime minnet…
Ve bir hocanın öğrencisinde bıraktığı o kalıcı etki.
Şimdi,
Prof. Dr. Nevzat Battal hocamın gönderdiği o makaleye dönme zamanı.
Eleştirel düşünme…
Bugünün en kıymetli ama en yoksun kaldığımız alanlarından biri.
Kendisinden izin alabilirsem,
bir sonraki yazımda bu makaleyi yorumlayarak,
anladığım kadarını aktararak
sizlerle paylaşmak isterim.
Ama önce...
bir kez daha, içtenlikle sesleneyim:
Teşekkür ederim Prof. Dr. Nevzat Battal Hocam.
Öğrettikleriniz sınıfla sınırlı kalmadı.
Hayatımıza karıştı.