Deprem, artık sadece jeolojik bir gerçeklik değil; yöneticilik anlayışımızın da vicdani mihenk taşıdır. Müftülük, yalnızca dinî hizmetlerin koordinasyonunu değil, aynı zamanda insan hayatını önceleyen bir bilinçle hareket etmeyi gerektirir. Cemaatin, çocukların, kursiyerlerin güvenliği, deprem gerçeğiyle birlikte ertelenemez bir sorumluluğa dönüşmüştür.
Camiler, Kur’an kursları, hizmet binaları… Her biri birer ibadet ve eğitim mekânı olduğu kadar, aynı zamanda bir güvenlik sınavıdır. Yeni dönemin ilk ve en hayati sorusu şudur:
“Bu yapılar, olası bir depreme ne kadar hazır?”
Zira bina güvenliği, artık sadece bir mühendislik meselesi değil; vicdanî bir ödev, toplumsal bir yükümlülüktür. Toplumun inançla sunduğu cami yardımları, ibadet mekânlarının sadece ruhsal değil, yapısal selameti için de seferber edilmelidir.
Pamukkale, Denizli’nin en kalabalık ilçelerinden biri. Nüfusu yoğun, hareketli, şehirle iç içe ama yerleşim alanları biraz dağınık. Böyle bir yerde görev yapmak kolay değil.
Beş yıldır İlçe Müftüsü olarak görev yapan Hüseyin Uysal’ın tayini çıktı. Görev süresi boyunca ne yazık ki kayda değer, kalıcı bir hizmet gördüğümüzü söylemek zor.
Yerine Çivril Müftüsü Muhammed Çörekçi atandı. Yeni müftüye “Hayırlı olsun” demek düşer bize. Çünkü Pamukkale’de müftülük sadece din hizmeti değil; artık çok büyük bir sorumluluk.
Deprem gerçeği duruyor ortada. Yetkililer, Üçgen Yatılı Kız Kur’an Kursu binasını “Depreme dayanıksız” diyerek boşalttı. Doğru da yaptı. Ama hemen yanındaki Üçgen Camii’nde cemaat ibadetini sürdürüyor. Yani, Kur’an Kursu çürük, cami sağlam mı? İki yapı yan yana, biri boş, diğeri dolu. Birinin duvarı yorgun, diğerinde namaz var.
Bu küçük detay aslında büyük resmi özetliyor: Önlem yarım, risk yarım… “Biraz önemli, biraz şimdilik kalsın” zihniyeti.
Fatih Camii ve Kur’an Kursu da böyleydi. Uzun süre yazıldı, konuşuldu, sonunda boşaltıldı, yıkıldı. Geç de olsa doğru karar geldi.
Ama neden hep böyle? Neden bu iş için mutlaka yazı yazmak, kamuoyu baskısı yapmak gerekiyor?
“Sadece dua değil, hesap da gerek”
Yeni müftü Muhammed Çörekçi’ye büyük görev düşüyor. Sadece idari işleri yürütmek değil, aynı zamanda şeffaf olmak, cemaatin, kursiyerlerin, çocukların güvenliğini sağlamak.
Çünkü vatandaşın aklında çok net bir soru var:
“Bizim mahalledeki cami depreme dayanıklı mı?”
Bu soru sadece Pamukkale’ye değil, Denizli’nin tamamındaki müftülük binalarına yönelik bir endişeyi gösteriyor.
Bakın, daha önce de benzer bir teklifte bulundum:
İl Müftüsü Abdullah Pamuklu başta olmak üzere, ilçelerdeki müftülere, içinde görev yaptıkları hizmet binalarının deprem testi yapılıp yapılmadığını sordum.
- Bu binaların deprem dayanıklılık testi yapıldı mı?
- Yapıldıysa sonucu nedir?
- Kamuoyuna açıklandı mı?
- Ama aldığım cevap hep aynıydı:
- Kimseden net bir ‘evet, yapıldı ve bina sağlamdır’ cevabı alamadım.
O yüzden yeni müftünün görevi sadece hutbe okutmak değil.
Sadece dua değil, hesap da gerek.
Çünkü binanın altı çürükse, yukarısı dua tutmaz.
Bir başka örnek Pınarkent Yatılı Kur’an Kursu…
Bolu’da yangın sonrası “yangın teçhizatı eksik” denilip kapatıldı. Öğrenciler dağıtıldı.
Soru şu: Bu kararları yangın veya deprem sonrası mı alacağız? Daha başından önlem almak varken neden bekliyoruz?
Pamukkale’de yeni dönemin ilk sınavı bu olacak. Umarız geç kalınmaz.