Denizli’de son aylarda birkaç kez yolum Servergazi Devlet Hastanesi’ne düştü.
Her gidişimde aynı tablo, aynı düzen, aynı disiplin…
Bir devlet hastanesinde görmeye pek alışık olmadığımız türden bir düzen üstelik:
Koridorlarında temizlik kokan bir sadelik…
Ne bağrış çağırış, ne panik, ne kaotik bir bekleme…
Sanki görünmez bir el, hastanenin her köşesine “iş disiplini” serpiştirmiş.
Böyle yerlerde “şans” işlemez.
İki ziyaret üst üste aynı düzeni görüyorsanız, bilin ki orada bir imza vardır.
Bir el, bir akıl, bir yönetici dokunuşu…
İşte Servergazi’de o imzanın sahibi: Başhekim Op. Dr. Alpaslan Alsoy.
Geçtiğimiz günlerde ayaküstü karşılaştık.
Özellikle yaşlı hastalara yaklaşımını izledim:
Ses tonundaki yumuşaklık…
Yüzündeki sabır…
İşleyişi aksatmadan gösterdiği insani nezaket…
Bu ülkede kolay bulunan şeyler değil bunlar.
Bir refleks vardı onda.
Hani bazı insanlar vardır; makamdan güç almaz, makama güç katar.
İşte tam o hâl…
Çünkü herkes yönetici olabilir ama herkes yönetici gibi duramaz.
Bazıları koltuğu bir aksesuar zanneder…
Bazıları koltuğa oturunca dev aynasında kendini başka biri sanır…
Bazıları da vardır…
Makamı taşıyamadığı için resmen makam tarafından taşınır.
Ve sonra sorarsınız:
“Bu mudur yönetici? Bu mudur makam?”
Öte yanda… Servergazi’de gördüğüm tablo:
Bir disiplin, bir ahenk, bir sessiz organizasyon…
Abartısız bir tevazu…
Laf kalabalığı yapmadan iş yapan bir yönetim…
Bu yüzden açık konuşacağım:
Başhekim Alsoy, bu ülkenin giderek azalan “makamı taşıyabilen yöneticiler” kategorisinde.
Öyle isimler ki bunlar;
Oturduğu sandalye güven verir,
Bakışı düzen sağlar,
Sözü kriz soğutur.
Gösterişsizdir, sessizdir, reklamsızdır…
Ama mekanın ruhu onların elinde derli toplu durur.
Bugünlerde “yöneticilik” anlamını kaybetmişken…
Bazılarının makamla değil, makamın bazılarıyla uğraştığı bir dönemde…
İyi örnekleri yazmak boyun borcudur.
Servergazi Devlet Hastanesi’nde gördüğüm manzara;
Makamı taşıyanlarla, makamın altında ezilenler arasındaki farkı
apaçık ortaya koyuyor.
Ve unutmayalım:
Gerçek yönetici, makamın sahibini büyütendir;
Makamı değil, milleti önceleyendir.
Servergazi’de böyle bir yönetim anlayışı görmek, doğrusu umut veriyor.
