AHMET SANCAR
Köşe Yazarı
AHMET SANCAR
 

Slogandan Uzak: Rasyonel Siyasetin İzinde Subaşıoğlu’nun Vizyonu

Pamukkale Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Kulübü’nün düzenlediği söyleşide, AK Parti İl Başkanı ve Merkezefendi İlçesi Kurucu Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, gençlerle bir araya geldi.   Söyleşiyi izlerken, bir siyasetçinin yalnızca siyasi kimliğiyle değil, entelektüel birikimi ve yönetsel vizyonuyla da değerlendirilebileceğini düşündüm. Bu buluşma, sıradan bir etkinlikten öte, gençler için bir siyaset ve liderlik dersi niteliğindeydi. Eğitim, Köken ve Vizyonun Buluştuğu Nokta Subaşıoğlu’nun anlatımı, samimiyet ile entelektüel tutarlılığı birleştiriyordu. Öğretmen bir ailenin çocuğu olarak yetişmesi, eğitim ve disiplin kavramlarına verdiği önemi belirgin biçimde yansıtıyordu. Boğaziçi Üniversitesi’nde aldığı Siyaset Bilimi eğitimi ise, onun yönetim anlayışında teorik derinliği pratik gerçeklikle buluşturmasını sağlamış.  Bu yönüyle Subaşıoğlu’nun hikâyesi, Türkiye’de siyasetin sadece “slogan” üzerinden değil, “bilgi” ve “yöntem” üzerinden de yapılabileceğinin göstergesiydi. Merkezefendi Modeli: Bir Belediyecilik Deneyimi Konuşmasında en dikkat çekici noktalardan biri, Merkezefendi Belediyesi’nin kuruluş süreciydi. Sıfırdan bir kurum inşa etmek, aynı zamanda bir yönetim kültürü oluşturmak anlamına gelir. Subaşıoğlu’nun borçsuz, mali sürdürülebilir bir yapı kurması; belediyeciliğe salt hizmet değil, sistematik bir yönetim pratiği olarak baktığını gösteriyor. 790 personelle Türkiye’nin en verimli belediyelerinden birini inşa etmiş olması, bu bakışın sahadaki karşılığıydı. Siyaset: Akıl, Disiplin ve Bilgi Üzerine Subaşıoğlu’nun “Siyaset bir meslektir” vurgusu, duygusallıktan arınmış, rasyonel bir siyaset anlayışını temsil ediyor. Onun yaklaşımında siyaset, güç mücadelesi değil; bilgi, metodoloji ve planlı çalışma alanıydı. Bu yönüyle konuşması, gençlere siyasetin bir meslek etiği gerektirdiğini hatırlatan önemli bir çerçeve sundu. Kadın Hakları ve İnsan Merkezli Duruş Kadınların yaşam hakkını, toplumun vicdanıyla ilişkilendiren vurgusu, Subaşıoğlu’nun insan odaklı bir bakışa sahip olduğunu gösteriyor. Kadına yönelik şiddet konusundaki hassasiyeti, siyasetin yalnızca iktidar değil, ahlaki sorumluluk alanı olduğunu hatırlattı. Beyin Göçü: Kayıp Değil, Küresel Dolaşım Subaşıoğlu’nun beyin göçüne bakışı, klasik “kayıp” söyleminin ötesindeydi. Ona göre, yurt dışına giden gençler aslında küresel bilgi dolaşımının doğal bir parçasıydı. Mesele, bu gençlerin fiziksel olarak geri dönmesi değil; bulundukları yerden ülkeye entelektüel katkı sunabilmeleriydi.  Dijital çağda artık uzaklık kavramı anlamını yitiriyor; bilgi, mekândan değil, bağlantıdan doğuyor. Subaşıoğlu’nun bu tespiti, çağdaş siyaset anlayışında bilginin ve insan kaynağının sınır tanımadığını hatırlatıyor. Terör, Güvenlik ve Toplumsal Bağlam Terör konusuna yaklaşımında ise salt güvenlik politikalarının ötesinde sosyolojik boyutu öne çıkardı. “Terör bir yöntem değildir” ifadesi, onun meselelere normatif değil, analitik bir çerçeveden baktığının göstergesiydi. Bu yaklaşım, güvenliğin yalnızca askerî değil, kültürel ve toplumsal bir mesele olduğunu hatırlattı. Rasyonel Devlet Anlayışı Subaşıoğlu’nun merkeze aldığı “rasyonel devlet” anlayışı, duygulardan ziyade aklın rehberliğini öne çıkarıyor. Ona göre merkezi siyaset, toplumsal talepleri sistematik biçimde devlete taşımakla yükümlüdür. Bu da siyaseti bir denge, yönetimi ise bir akıl sanatı haline getiriyor. Sonuç: Bir Söyleşiden Fazlası Söyleşiden ayrılırken, Muhammet Subaşıoğlu’nun konuşmasının gençler için yalnızca bir buluşma değil, düşünsel bir rehberlik niteliğinde olduğunu düşündüm.  Siyaset, kamu yönetimi, eğitim, kadın hakları, güvenlik, toplumsal bilinç ve benzeri konular üzerine yaptığı değerlendirmeler, gençlere sadece bilgi vermekle kalmadı; aynı zamanda onlara yön duygusu kazandırdı inancındayım. Bu tür etkinlikler, üniversitelerin yalnızca akademik bilgi üretim merkezi değil, aynı zamanda düşünsel temas alanları olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu sebeple, böylesi anlamlı bir buluşmaya ev sahipliği yapan Pamukkale Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Kulübü’ne içtenlikle teşekkür ediyorum.  
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2025 -Pazartesi

Slogandan Uzak: Rasyonel Siyasetin İzinde Subaşıoğlu’nun Vizyonu

Pamukkale Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Kulübü’nün düzenlediği söyleşide, AK Parti İl Başkanı ve Merkezefendi İlçesi Kurucu Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, gençlerle bir araya geldi.
 
Söyleşiyi izlerken, bir siyasetçinin yalnızca siyasi kimliğiyle değil, entelektüel birikimi ve yönetsel vizyonuyla da değerlendirilebileceğini düşündüm. Bu buluşma, sıradan bir etkinlikten öte, gençler için bir siyaset ve liderlik dersi niteliğindeydi.

Eğitim, Köken ve Vizyonun Buluştuğu Nokta

Subaşıoğlu’nun anlatımı, samimiyet ile entelektüel tutarlılığı birleştiriyordu. Öğretmen bir ailenin çocuğu olarak yetişmesi, eğitim ve disiplin kavramlarına verdiği önemi belirgin biçimde yansıtıyordu. Boğaziçi Üniversitesi’nde aldığı Siyaset Bilimi eğitimi ise, onun yönetim anlayışında teorik derinliği pratik gerçeklikle buluşturmasını sağlamış. 

Bu yönüyle Subaşıoğlu’nun hikâyesi, Türkiye’de siyasetin sadece “slogan” üzerinden değil, “bilgi” ve “yöntem” üzerinden de yapılabileceğinin göstergesiydi.

Merkezefendi Modeli: Bir Belediyecilik Deneyimi

Konuşmasında en dikkat çekici noktalardan biri, Merkezefendi Belediyesi’nin kuruluş süreciydi. Sıfırdan bir kurum inşa etmek, aynı zamanda bir yönetim kültürü oluşturmak anlamına gelir. Subaşıoğlu’nun borçsuz, mali sürdürülebilir bir yapı kurması; belediyeciliğe salt hizmet değil, sistematik bir yönetim pratiği olarak baktığını gösteriyor. 790 personelle Türkiye’nin en verimli belediyelerinden birini inşa etmiş olması, bu bakışın sahadaki karşılığıydı.

Siyaset: Akıl, Disiplin ve Bilgi Üzerine

Subaşıoğlu’nun “Siyaset bir meslektir” vurgusu, duygusallıktan arınmış, rasyonel bir siyaset anlayışını temsil ediyor. Onun yaklaşımında siyaset, güç mücadelesi değil; bilgi, metodoloji ve planlı çalışma alanıydı. Bu yönüyle konuşması, gençlere siyasetin bir meslek etiği gerektirdiğini hatırlatan önemli bir çerçeve sundu.

Kadın Hakları ve İnsan Merkezli Duruş

Kadınların yaşam hakkını, toplumun vicdanıyla ilişkilendiren vurgusu, Subaşıoğlu’nun insan odaklı bir bakışa sahip olduğunu gösteriyor. Kadına yönelik şiddet konusundaki hassasiyeti, siyasetin yalnızca iktidar değil, ahlaki sorumluluk alanı olduğunu hatırlattı.

Beyin Göçü: Kayıp Değil, Küresel Dolaşım
Subaşıoğlu’nun beyin göçüne bakışı, klasik “kayıp” söyleminin ötesindeydi. Ona göre, yurt dışına giden gençler aslında küresel bilgi dolaşımının doğal bir parçasıydı. Mesele, bu gençlerin fiziksel olarak geri dönmesi değil; bulundukları yerden ülkeye entelektüel katkı sunabilmeleriydi.

 Dijital çağda artık uzaklık kavramı anlamını yitiriyor; bilgi, mekândan değil, bağlantıdan doğuyor. Subaşıoğlu’nun bu tespiti, çağdaş siyaset anlayışında bilginin ve insan kaynağının sınır tanımadığını hatırlatıyor.

Terör, Güvenlik ve Toplumsal Bağlam

Terör konusuna yaklaşımında ise salt güvenlik politikalarının ötesinde sosyolojik boyutu öne çıkardı. “Terör bir yöntem değildir” ifadesi, onun meselelere normatif değil, analitik bir çerçeveden baktığının göstergesiydi. Bu yaklaşım, güvenliğin yalnızca askerî değil, kültürel ve toplumsal bir mesele olduğunu hatırlattı.

Rasyonel Devlet Anlayışı

Subaşıoğlu’nun merkeze aldığı “rasyonel devlet” anlayışı, duygulardan ziyade aklın rehberliğini öne çıkarıyor. Ona göre merkezi siyaset, toplumsal talepleri sistematik biçimde devlete taşımakla yükümlüdür. Bu da siyaseti bir denge, yönetimi ise bir akıl sanatı haline getiriyor.

Sonuç: Bir Söyleşiden Fazlası

Söyleşiden ayrılırken, Muhammet Subaşıoğlu’nun konuşmasının gençler için yalnızca bir buluşma değil, düşünsel bir rehberlik niteliğinde olduğunu düşündüm. 

Siyaset, kamu yönetimi, eğitim, kadın hakları, güvenlik, toplumsal bilinç ve benzeri konular üzerine yaptığı değerlendirmeler, gençlere sadece bilgi vermekle kalmadı; aynı zamanda onlara yön duygusu kazandırdı inancındayım.

Bu tür etkinlikler, üniversitelerin yalnızca akademik bilgi üretim merkezi değil, aynı zamanda düşünsel temas alanları olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu sebeple, böylesi anlamlı bir buluşmaya ev sahipliği yapan Pamukkale Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Kulübü’ne içtenlikle teşekkür ediyorum.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.