MERVE NUR KURBAN - PSİKOLOJİK DANIŞMAN
Köşe Yazarı
MERVE NUR KURBAN - PSİKOLOJİK DANIŞMAN
 

Travma Yaşayanlara Ne Olur?

Değerli okurlarım, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu yazımda farklı açıları ile ‘’travma’’ konusundan bahsetmek istiyorum. Her insanın güvende olmaya ihtiyacı vardır ancak travma bireyin güvenlik ihtiyacını elinden alır. Travmayı; gerçek bir ölüm, ölüm tehlikesi, ağır yaralanmanın veya fiziksel bütünlüğe yönelik tehdidin bulunduğu bir durumu bizzat yaşamak veya böyle bir duruma bizzat tanık olmak (APA, 1994) şeklinde tanımlayabiliriz. Travmatize olmuş birey, olayı doğrudan yaşamış olabilir, başkalarının başına gelen travmatik olayı doğrudan tanıklık etmiş olabilir, bir yakınının başına örseleyici olayın geldiğini öğrenmiş olabilir veya mesleği gereği travmatik olayın ayrıntılarıyla yineleyici şekilde, aşırı düzeyde karşı karşıya kalmış olabilir. Travmatik yaşantılar iki şekilde gerçekleşebilir. Doğal olaylar (deprem, sel, fırtına gibi…) İnsanlar tarafından gerçekleştirilen travmatik olaylar (savaş, işkence, trafik kazaları gibi…) Deprem ikisini de kapsamaktadır. Doğal afet olmasıyla birlikte ihmalkarlık, tedbirsizlik sebebiyle insan tarafından gerçekleştirilen travmaya sebebiyet veren olaydır. Peki Travma Yaşayanlara Ne Olur? Bireylerin önemli bir oranı sonraki yıllarda tedavi görmeden iyileşebilir ve özellikle ilk yılda keskin bir düşüş görülür. Travma ne kadar çok insan eliyle gerçekleşirse travma sonrası stres bozukluğu gelişme olasılığı da o kadar yüksektir. Travma sonrası travmayla ilişkili yaşanabilecek ruhsal sorunlar: Akut stres bozukluğu/tepkileri: travmatik stres yaşadıktan sonraki ilk 1 ay içinde belirtilerin görüldüğü durumlardır. Travma sonrası stres bozukluğu: travmatik stres yaşadıktan 1 ay sonrasında devam eden belirtilerin görüldüğü durumlardır. Başlangıçta travma sonrası stres bozukluğu geliştiren bireylerin en az üçte biri 3 yıl veya daha uzun süre belirti gösterebilir. Travmanın fiziksel, bilişsel, duygusal, davranışsal çeşitli tepkileri vardır. Bunlar; uyku ve yeme bozuklukları, sebepsiz ağrılar, çarpıntı, bulantı, baş dönmesi, nedensiz ağlama, olayı hatırlatan uyaranlardan kaçınma, ilişkilerde çatışma ve sorunlar, şok geçirme, öfke, çaresizlik, suçluluk hissetme, aşırı korku ve sinirlilik hali, değersiz hissetme, konsantre olamama, kafa karışıklığıdır. Bu tepkiler yaşanılan olaya ve bireye göre farklılık gösterebilir. Travma sonrasında ilk günlerde görülen belirtilerin şiddetinin çokluğu travma sonrası stres bozukluğu görüleceğinin belirtisi değildir ancak travma tamamen bittikten sonra 2 ile 4 hafta arasındaki belirti düzeyleri daha sonraki semptomların güçlü bir göstergesidir. Akut stres tepkisinin erken dönem belirtileri: taşikardi, terleme, kızarma, sersemlik hali, kafa karışıklığı, üzüntü, endişe, öfke, çaresizlik, aşırı hareketlilik, hareketsizlik, sosyal geri çekilme, veya sersemliği içerebilir. Bu belirtiler normal kabul edilir, olay atlatıldıktan sonra birkaç gün içinde veya durumdan uzaklaştıkça belirtiler azalmaya başlar. Bunlar anormal durumlara verilen normal tepkiler. Anormal durumlarda gösterilen anormal tepkiler normaldir. Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri: Travmatik olaydan sonra başlayan ya da kötüleşen, irade dışı gelen belirtiler olarak; sıkıntı veren anıların akla gelmesi, rüyalar görülmesi Sürekli şekilde olumlu duyguları yaşayamama, olumsuz duygu durum yaşama Çözülme disosiasyon yaşama; kendisini yabancı gibi dışarıdan bakıyormuş gibi hissetmek, zamanın yavaşlaması, travmatik olayın önemli taraflarını hatırlayamamak Kaçınma ve uyarılmayı kapsayan belirtiler olarak travmatik olayla ilgili anı, düşünce ve duygulardan ve hatırlatıcı dış anımsatıcılardan uzak durmak Uyarılma belirtileri olarak; uyku bozukluğu, öfke patlamaları, her an tetikte olma, odaklanma güçlükleri, abartılı irkilme tepkisi vermek Belirtiler travmadan hemen sonra başlar ancak tanı için 3 ile 30 gün aralığında sürmüş olması gerekir. Akut stres tepkileri herkeste görülebilir ancak hayatın işlevselliğini olumsuz etkilemeye başladığında akut stres bozukluğu denilmektedir. Peki Bu Süreçte Nasıl Bir Yol İzlenmeli? Akut dönem, orta vade ve uzun vade olmak üzere gruplara ayırabiliriz. Akut dönemde; temel ihtiyaçlar giderilmeli, güvenlik, sağlanmalı, stabilizasyon sağlanmalı ve psikolojik ilk yardım uygulanmalıdır. Orta vadede; psikososyal destek çalışmaları yapılabilir, psikoeğitimler uygulanabilir, paylaşım grupları oluşturulabilir. Uzun vadede ise kişiye özgü tedavi ve terapi yaklaşımları uygulanmalıdır. İnsan ruhu bir süre sonra iyileşme mekanizmasını başlatır.  Bazı yaralar kalabilir onlar da sosyal ve psikolojik destek ile iyileşir. Kişi kendi kendine de iyileşebilir ancak bu işi daha da kolaylaştırmanın yolları vardır.  Bunun için ruh sağlığı uzmanından yardım istenmelidir. Travma sonrası iyileşmek, büyümek ve gelişmek mümkündür. Bireyler travmatik olayı bir sıçrama tahtası olarak kullanıp daha ileriye gidebilmektedirler. Hayatın anlamını sorgulayacağı bir deneyim olarak bakıp, hayatının geri kalanında daha işlevsel, kendini gerçekleştirmek için çalışan, kendilerini daha dayanıklı ve güçlü gören, kendilerine olan güvenleri artmış, baş etme becerileri eskiye göre artmış, küçük şeylerden de mutlu olmayı öğrenmiş, problem çözme konusunda yetenekleri artan bireyler haline dönüşebilmektedirler. Doğal afetlerde, kriz süreçlerinde ülke genelinde sunulacak tüm psikososyal çalışmalar Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından koordine edilir. Bu süreçte her yaş grubundan vatandaşlarımız psikososyal destek için, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ALO 183 hattına ulaşıp psikolojik destek talep ettiklerini söyleyebilirler. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneğinin de içinde bulunduğu ruh sağlığı uzmanlarından psikolojik destek talep edebilirler. 
Ekleme Tarihi: 20 Mart 2023 - Pazartesi

Travma Yaşayanlara Ne Olur?

Değerli okurlarım, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu yazımda farklı açıları ile ‘’travma’’ konusundan bahsetmek istiyorum.

Her insanın güvende olmaya ihtiyacı vardır ancak travma bireyin güvenlik ihtiyacını elinden alır.

Travmayı; gerçek bir ölüm, ölüm tehlikesi, ağır yaralanmanın veya fiziksel bütünlüğe yönelik tehdidin bulunduğu bir durumu bizzat yaşamak veya böyle bir duruma bizzat tanık olmak (APA, 1994) şeklinde tanımlayabiliriz.

Travmatize olmuş birey, olayı doğrudan yaşamış olabilir, başkalarının başına gelen travmatik olayı doğrudan tanıklık etmiş olabilir, bir yakınının başına örseleyici olayın geldiğini öğrenmiş olabilir veya mesleği gereği travmatik olayın ayrıntılarıyla yineleyici şekilde, aşırı düzeyde karşı karşıya kalmış olabilir.

Travmatik yaşantılar iki şekilde gerçekleşebilir.

  1. Doğal olaylar (deprem, sel, fırtına gibi…)
  2. İnsanlar tarafından gerçekleştirilen travmatik olaylar (savaş, işkence, trafik kazaları gibi…)

Deprem ikisini de kapsamaktadır. Doğal afet olmasıyla birlikte ihmalkarlık, tedbirsizlik sebebiyle insan tarafından gerçekleştirilen travmaya sebebiyet veren olaydır.

Peki Travma Yaşayanlara Ne Olur?

Bireylerin önemli bir oranı sonraki yıllarda tedavi görmeden iyileşebilir ve özellikle ilk yılda keskin bir düşüş görülür.

Travma ne kadar çok insan eliyle gerçekleşirse travma sonrası stres bozukluğu gelişme olasılığı da o kadar yüksektir.

Travma sonrası travmayla ilişkili yaşanabilecek ruhsal sorunlar:

  • Akut stres bozukluğu/tepkileri: travmatik stres yaşadıktan sonraki ilk 1 ay içinde belirtilerin görüldüğü durumlardır.
  • Travma sonrası stres bozukluğu: travmatik stres yaşadıktan 1 ay sonrasında devam eden belirtilerin görüldüğü durumlardır.

Başlangıçta travma sonrası stres bozukluğu geliştiren bireylerin en az üçte biri 3 yıl veya daha uzun süre belirti gösterebilir.

Travmanın fiziksel, bilişsel, duygusal, davranışsal çeşitli tepkileri vardır. Bunlar; uyku ve yeme bozuklukları, sebepsiz ağrılar, çarpıntı, bulantı, baş dönmesi, nedensiz ağlama, olayı hatırlatan uyaranlardan kaçınma, ilişkilerde çatışma ve sorunlar, şok geçirme, öfke, çaresizlik, suçluluk hissetme, aşırı korku ve sinirlilik hali, değersiz hissetme, konsantre olamama, kafa karışıklığıdır.

Bu tepkiler yaşanılan olaya ve bireye göre farklılık gösterebilir.

Travma sonrasında ilk günlerde görülen belirtilerin şiddetinin çokluğu travma sonrası stres bozukluğu görüleceğinin belirtisi değildir ancak travma tamamen bittikten sonra 2 ile 4 hafta arasındaki belirti düzeyleri daha sonraki semptomların güçlü bir göstergesidir.

Akut stres tepkisinin erken dönem belirtileri: taşikardi, terleme, kızarma, sersemlik hali, kafa karışıklığı, üzüntü, endişe, öfke, çaresizlik, aşırı hareketlilik, hareketsizlik, sosyal geri çekilme, veya sersemliği içerebilir.

Bu belirtiler normal kabul edilir, olay atlatıldıktan sonra birkaç gün içinde veya durumdan uzaklaştıkça belirtiler azalmaya başlar.

Bunlar anormal durumlara verilen normal tepkiler. Anormal durumlarda gösterilen anormal tepkiler normaldir.

Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri:

  • Travmatik olaydan sonra başlayan ya da kötüleşen, irade dışı gelen belirtiler olarak; sıkıntı veren anıların akla gelmesi, rüyalar görülmesi
  • Sürekli şekilde olumlu duyguları yaşayamama, olumsuz duygu durum yaşama
  • Çözülme disosiasyon yaşama; kendisini yabancı gibi dışarıdan bakıyormuş gibi hissetmek, zamanın yavaşlaması, travmatik olayın önemli taraflarını hatırlayamamak
  • Kaçınma ve uyarılmayı kapsayan belirtiler olarak travmatik olayla ilgili anı, düşünce ve duygulardan ve hatırlatıcı dış anımsatıcılardan uzak durmak
  • Uyarılma belirtileri olarak; uyku bozukluğu, öfke patlamaları, her an tetikte olma, odaklanma güçlükleri, abartılı irkilme tepkisi vermek

Belirtiler travmadan hemen sonra başlar ancak tanı için 3 ile 30 gün aralığında sürmüş olması gerekir.

Akut stres tepkileri herkeste görülebilir ancak hayatın işlevselliğini olumsuz etkilemeye başladığında akut stres bozukluğu denilmektedir.

Peki Bu Süreçte Nasıl Bir Yol İzlenmeli?

Akut dönem, orta vade ve uzun vade olmak üzere gruplara ayırabiliriz.

Akut dönemde; temel ihtiyaçlar giderilmeli, güvenlik, sağlanmalı, stabilizasyon sağlanmalı ve psikolojik ilk yardım uygulanmalıdır.

Orta vadede; psikososyal destek çalışmaları yapılabilir, psikoeğitimler uygulanabilir, paylaşım grupları oluşturulabilir.

Uzun vadede ise kişiye özgü tedavi ve terapi yaklaşımları uygulanmalıdır.

İnsan ruhu bir süre sonra iyileşme mekanizmasını başlatır. 

Bazı yaralar kalabilir onlar da sosyal ve psikolojik destek ile iyileşir. Kişi kendi kendine de iyileşebilir ancak bu işi daha da kolaylaştırmanın yolları vardır.  Bunun için ruh sağlığı uzmanından yardım istenmelidir.

Travma sonrası iyileşmek, büyümek ve gelişmek mümkündür. Bireyler travmatik olayı bir sıçrama tahtası olarak kullanıp daha ileriye gidebilmektedirler. Hayatın anlamını sorgulayacağı bir deneyim olarak bakıp, hayatının geri kalanında daha işlevsel, kendini gerçekleştirmek için çalışan, kendilerini daha dayanıklı ve güçlü gören, kendilerine olan güvenleri artmış, baş etme becerileri eskiye göre artmış, küçük şeylerden de mutlu olmayı öğrenmiş, problem çözme konusunda yetenekleri artan bireyler haline dönüşebilmektedirler.

Doğal afetlerde, kriz süreçlerinde ülke genelinde sunulacak tüm psikososyal çalışmalar Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından koordine edilir.

Bu süreçte her yaş grubundan vatandaşlarımız psikososyal destek için, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ALO 183 hattına ulaşıp psikolojik destek talep ettiklerini söyleyebilirler. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneğinin de içinde bulunduğu ruh sağlığı uzmanlarından psikolojik destek talep edebilirler. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.