AHMET SANCAR
Köşe Yazarı
AHMET SANCAR
 

Ayrı Mikrofonlar Değil, Ortak Bir Masa Gerek

Bayramyeri Kararı: Bir Meydandan Fazlası “Denizli’de son yılların en çok gündem olan değişikliği nedir diye sorsalar, tereddütsüz söylerim: Bayramyeri Meydanı’nın araç trafiğine kapatılması. Ama mesele sadece “araç trafiğine kapandı mı, kapanmadı mı?” sorusundan ibaret değil; asıl mesele, bu kararın şehir hayatı üzerindeki çok katmanlı etkilerinde yatıyor. Çünkü Bayramyeri dediğiniz yer; sıradan bir kavşak, sıradan bir meydan değil. Esnafın, zanaatkârın, vatandaşıyla iç içe geçtiği, yılların kültür ve ticaret merkezi. Orada hayat akar, insanlar bir araya gelir, şehir soluk alır. Ama gelin görün ki... Kararın alınış biçimi, işin özünü gölgede bıraktı. Sorular çok ama cevaplar yok - Karar alınmadan önce kamuoyunun nabzı ne kadar tutuldu? - Esnafla gerçekten konuşuldu mu? - Alternatifler masaya yatırıldı mı? - Kademeli geçişler, ekonomik kayıplar düşünüldü mü? Maalesef bu sorulara kimse doyurucu yanıt veremiyor. Ortaya çıkan tablo şu: "Ben yaptım oldu" anlayışıyla alınmış bir karar ve bunun doğurduğu meşruiyet tartışması. Oysa Denizli halkı sadece neyin yapıldığını değil, neden ve nasıl yapıldığını da bilmek istiyor. İşte tam burada şeffaflık devreye giriyor. Ve ne yazık ki, bu süreçte o şeffaflık ciddi şekilde eksik kaldı. Subaşıoğlu sahnede "Bu tartışmalar sürerken AK Parti İl Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, sosyal medya üzerinden paylaştığı bir video ile kamuoyuna seslendi." CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu hedef aldı. Yönetimi eleştirdi. Ancak ne oldu? Toplum bu açıklamalardan tatmin oldu mu? Hayır. - Çünkü eleştiriler sadece sosyal medya videolarında kaldı. - Sorular soruldu ama yanıtlar havada asılı kaldı. - Ve evet, monologlar ne yazık ki kamu vicdanında karşılık bulmadı. Kültür merkezinde isim krizi Yetmedi, üstüne bir de kültür merkezi krizi eklendi. Belediye meclisi, “Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi” adını “Pamukkale Kongre ve Kültür Merkezi” olarak değiştirdi. Valilik ise “Bu hukuksuz” dedi. Belediye, adeta “yetki bizde” vurgusunu üstü kapalı biçimde pekiştirircesine tabelayı yeniden asmamayı tercih etti. Peki sonuç? Tabela indirildi, ama tekrar asılmadı. Koca merkez şu anda resmen isimsiz. Ve ortada şu soru asılı kaldı: Bu şehirde devlet hiyerarşisi tanınmıyor mu? Bu nedenle artık susma değil, konuşma zamanı. Sayın Muhammet Subaşıoğlu ve Sayın Bülent Nuri Çavuşoğlu, kamuoyunun karşısına çıkmalı. Tarafsız bir moderatör eşliğinde, canlı yayında, medeni bir tartışma yapılmalı. Bu bir siyasi düello değil. Bu, şeffaflık ve katılımcılık adına bir çağrıdır. Sayın Subaşıoğlu’nun Merkezefendi Belediyesi’nde başkanlık yapmış olması, bu oturumu daha da anlamlı kılar. Çünkü mesele sadece “Bayramyeri niye kapatıldı?” değil… “Bu şehir nasıl yönetilmeli?” sorusu artık herkesin aklında. Denizli, vizyonların yarıştığı, fikirlerin özgürce konuşulduğu bir platformu hak ediyor. Son söz Bu çağrı ne bir siyasi polemik, ne de egoların yarıştığı bir vitrin çabası. Bu, Denizli halkının ortak akla, şeffaflığa ve katılımcı yönetime olan özleminin doğal bir sonucudur. Çünkü sosyal medya videoları unutulur. Ama ekran karşısında yapılan medeni bir tartışma, şehrin hafızasına kazınır. Artık kişileri değil, kenti önceleme zamanı. Çünkü Denizli bunu fazlasıyla hak ediyor.
Ekleme Tarihi: 24 Mayıs 2025 -Cumartesi

Ayrı Mikrofonlar Değil, Ortak Bir Masa Gerek

Bayramyeri Kararı: Bir Meydandan Fazlası

“Denizli’de son yılların en çok gündem olan değişikliği nedir diye sorsalar, tereddütsüz söylerim: Bayramyeri Meydanı’nın araç trafiğine kapatılması.

Ama mesele sadece “araç trafiğine kapandı mı, kapanmadı mı?” sorusundan ibaret değil; asıl mesele, bu kararın şehir hayatı üzerindeki çok katmanlı etkilerinde yatıyor.

Çünkü Bayramyeri dediğiniz yer; sıradan bir kavşak, sıradan bir meydan değil. Esnafın, zanaatkârın, vatandaşıyla iç içe geçtiği, yılların kültür ve ticaret merkezi. Orada hayat akar, insanlar bir araya gelir, şehir soluk alır.

Ama gelin görün ki...

Kararın alınış biçimi, işin özünü gölgede bıraktı.

Sorular çok ama cevaplar yok

- Karar alınmadan önce kamuoyunun nabzı ne kadar tutuldu?
- Esnafla gerçekten konuşuldu mu?
- Alternatifler masaya yatırıldı mı?
- Kademeli geçişler, ekonomik kayıplar düşünüldü mü?

Maalesef bu sorulara kimse doyurucu yanıt veremiyor.

Ortaya çıkan tablo şu: "Ben yaptım oldu" anlayışıyla alınmış bir karar ve bunun doğurduğu meşruiyet tartışması.

Oysa Denizli halkı sadece neyin yapıldığını değil, neden ve nasıl yapıldığını da bilmek istiyor.

İşte tam burada şeffaflık devreye giriyor. Ve ne yazık ki, bu süreçte o şeffaflık ciddi şekilde eksik kaldı.

Subaşıoğlu sahnede

"Bu tartışmalar sürerken AK Parti İl Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, sosyal medya üzerinden paylaştığı bir video ile kamuoyuna seslendi."

CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu hedef aldı. Yönetimi eleştirdi.

Ancak ne oldu?

Toplum bu açıklamalardan tatmin oldu mu?

Hayır.

- Çünkü eleştiriler sadece sosyal medya videolarında kaldı.
- Sorular soruldu ama yanıtlar havada asılı kaldı.
- Ve evet, monologlar ne yazık ki kamu vicdanında karşılık bulmadı.

Kültür merkezinde isim krizi

Yetmedi, üstüne bir de kültür merkezi krizi eklendi.

Belediye meclisi, “Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi” adını “Pamukkale Kongre ve Kültür Merkezi” olarak değiştirdi.
Valilik ise “Bu hukuksuz” dedi.
Belediye, adeta “yetki bizde” vurgusunu üstü kapalı biçimde pekiştirircesine tabelayı yeniden asmamayı tercih etti.

Peki sonuç?

Tabela indirildi, ama tekrar asılmadı.
Koca merkez şu anda resmen isimsiz.

Ve ortada şu soru asılı kaldı:
Bu şehirde devlet hiyerarşisi tanınmıyor mu?

Bu nedenle artık susma değil, konuşma zamanı.

Sayın Muhammet Subaşıoğlu ve Sayın Bülent Nuri Çavuşoğlu, kamuoyunun karşısına çıkmalı.

Tarafsız bir moderatör eşliğinde, canlı yayında, medeni bir tartışma yapılmalı.

Bu bir siyasi düello değil.
Bu, şeffaflık ve katılımcılık adına bir çağrıdır.

Sayın Subaşıoğlu’nun Merkezefendi Belediyesi’nde başkanlık yapmış olması, bu oturumu daha da anlamlı kılar. Çünkü mesele sadece “Bayramyeri niye kapatıldı?” değil…
“Bu şehir nasıl yönetilmeli?” sorusu artık herkesin aklında.

Denizli, vizyonların yarıştığı, fikirlerin özgürce konuşulduğu bir platformu hak ediyor.

Son söz

Bu çağrı ne bir siyasi polemik, ne de egoların yarıştığı bir vitrin çabası.

Bu, Denizli halkının ortak akla, şeffaflığa ve katılımcı yönetime olan özleminin doğal bir sonucudur.

Çünkü sosyal medya videoları unutulur. Ama ekran karşısında yapılan medeni bir tartışma, şehrin hafızasına kazınır.

Artık kişileri değil, kenti önceleme zamanı.
Çünkü Denizli bunu fazlasıyla hak ediyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.