Siyaset sahası hareketlendi, ilk düdüğü çalan ise  Sayın Muhammet Subaşıoğlu oldu. Tribünler dolmadan önce, sahaya ilk çıkan o. Belediye başkanlığı döneminden kalan icraat karnesi elinde, özgüveni tam. “Gel karşıma, projeleri tartışalım” diyerek Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Bülent Nuri Çavuşoğlu’na doğrudan pas attı. Bu sadece bir çağrı değil, aynı zamanda güçlü bir meydan okuma. Şimdi herkes aynı soruyu soruyor: Çavuşoğlu bu oyuna dâhil olacak mı, yoksa kulübede beklemeyi mi tercih edecek ? Çünkü bu maçta forma giymeyen, sahada da söz sahibi olamaz.   İki başkanın yüz yüze tartışmasını öneren yazılar yazmıştım. Bu teklif, Şubaşıoğlu cephesinde yankı buldu. Hatta Şubaşıoğlu, bu çağrıya meydan okuyarak karşılık verdi. Birkaç kez dile getirdim, yine söylüyorum: Siyaset, kapalı kapılar ardında yapılan kulis sanatı değildir. Siyaset, halkın önünde, fikirlerin ve projelerin açıkça tartışıldığı bir fikri meydandır. Ve şimdi bu meydanı ilk kuran isim: Sayın Muhammet Subaşıoğlu. Kendisi yalnızca AK Parti İl Başkanı değil; aynı zamanda Merkezefendi İlçesinin önceki dönem belediye başkanı olarak icraat geçmişine güvenen bir siyasetçi. Ve ne diyor Sayın Subaşıoğlu ? Sayın Bülent Nuri Çavuşoğlu, gel karşıma. - MKM’den başlayalım. - Bereketler Toplantı Salonu’na uğrayalım. - Selçukbey Spor Merkezi, - Engelsiz Yaşam Akademisi, - Ornaz Vadisi… - Projeleri Konuşalım... Seninle belediyeciliği tartışalım. Kim ne biliyor, kimin ne kapasitesi var, Denizli halkı görsün.” diyor. Daha ne desin ? Bu yalnızca bir çağrı değil, aynı zamanda bir özgüven manifestosu. Peki Sayın Bülent Nuri Çavuşoğlu ne yapacak ? - Gerçekten siyaset bir cesaret işi ise... - Gerçekten belediyeciliğe hâkimseniz... - Gerçekten kamuoyuna hesap vermek gibi bir demokrasi bilinciniz varsa... O halde buyurun: Bu hodri meydanı karşılıksız bırakmayın. Aksi hâlde, suskunluk beraberinde şu soruları getirir: -  Acaba Çavuşoğlu hazır değil mi? - Söylenecek sözü, gösterecek projesi/ icraatı yok mu? - Yoksa sadece koltuğun verdiği unvana mı yaslanıyor? - Tartışmadan, eleştiriden, yüzleşmeden mi çekiniyor? Çünkü günün sonunda mesele sadece “hodriye hodri” demek vaktidir... Mesele, halkın karşısına çıkıp geçmişi de geleceği de tartıya koyabilmektir. Siyaset, risk almaktır. Siyaset, sahaya çıkmaktır. Ve unutmayalım: Sahaya çıkmadan hiç bir zafer kazanılmaz. Sayın Subaşıoğlu, siyaset arenasına çıktı, hazır bekliyor. Şimdi herkesin merak ettiği tek bir soru var: Aynı medeni cesareti Sayın Çavuşoğlu’ndan da görebilecek miyiz ?