ISMAHAN ÇERİBAŞI
Köşe Yazarı
ISMAHAN ÇERİBAŞI
 

ARA’LIK (Kilitli kapılar ardında )

Her şeyin bir zamanı vardı elbette zamanı gelmeden meyve bile olgunlaşmıyordu. Lakin zamanı geçince acıyor bir manası kalmıyordu bazı şeylerin… Geçen gün yazmış olduğum yazı “zıt(çiçekler)” öz eleştiri yapmam gerekirse demlenmemiş cümlelerin topluluğu haline gelmiş. Zaman zaman kendi yazılarımı günler sonra hala duygusu var mı? Diye okumakta yarar görüyorum. Geçtiğimiz hafta sonu 16.12.2023 de evden hiç çıkmadım. Bilgisayarın karşısına geçip bir iki satır bir şey yazayım dedim, olmadı… Tek bir satır yazamadan günü kapattım... Pazar günü, ellerim cebimde bir saatten fazla yürüdüm, insanları, sokakları, gökyüzünü izledim lakin yüreğim Cuma akşamı gidemediğim Cami avlusundaydı. Yatsı ezanı okunmuş dört duvar arasına sığmadığım o akşam çareyi kendimi dışarıya atmakta buldum. Bir şeyler çağırıyordu sanki ama kapılar kilitliydi, giremedim. Kilitli kapılar ardında kalan ruhuma gecenin soğuğu çare olmuyordu. Mana âleminde kaybolup, kendimi yola vurup saatlerce yürümek istedim. Bir şey ya da bir şeyler önümde yol olup beni bir bilinmeyene doğru çağırmış olsa da önümü kesen şey neydi anlayamadım… Bütün bir hafta bir cümle bile yazamayan ben; 18.12. 2023... Saat 06.57 ARA-LIK… ARA-LIK... Merdiven başında aralanmayı bekleyen kapının eşiğinde bekliyorum...  Varlığım, yokluğunla zaman çarkının içinde evrilirken yüreğim ocakta… Ocağın başında acı, acı kokan bir çay; Şubat'a daha var belli ki… ARA-LIK arada kalmış...   Günlerin, ayların sonunda belirtilen yılların pekte ehemmiyeti yok gibi aralanmayan kapıların yanında... En ufak bir aralık olsa kedi girecek hani, ama yok!  Yokluğun can pazarında satılır mı sanırsın, canım canana emanetken peydahlanan ağıtlar neyin nesi?  Aşk, pazarında üç beş esnaf,  renklere bürünmüş onca beden. Ölen bendim sen neredesin, dört inanmış adam da mı bulamazsın? Evin önünde ki sarmaşıklara sırtımı sürtüyorum, kuru çelimsiz sarmaşık itiyor beni merdivenlerden. Kuru bir çalıya konan kuşu kovalamayan dala verilen incelik neyin nesiydi? O incelik neden sarmaşıkta yoktu? Kimin merhameti eksikti? Peki, neden insanlar arasında merhamet ve vicdan duyguları bu denli farklı? Kuru bir çalı bile olamayan insanlara yaşama hakkı neden verilir? Aralık! Arala kapılarını arada kaldım. Ocağı bekliyorum, Ocakta bir çay... Lütfunla demle beni, oldur bir seher vakti, dipsiz kuyularda arındırılmış bir ben çıkar... Aradığım ne hoca de şeyhtir, canıma can verene buldur beni.  “Cevrin beni öldürse de aşkından usanmam Kanmam ebediyen sana kanmam sana kanmam Hicrinle güzaf etse de ben ömrüme yanmam Kanmam ebediyen sana kanmam sana kanmam”(Mustafa Reşit Bey) M.Reşit Bey, sonsuz sevginin adını nakış, nakış işlerken kanmayacağını dile getirmiş. Başka bir üstat ise aşkı tuzlu suya benzetmekte fayda görmüş ki şu satırlar bugün karşımızda “İçtikçe yanarsın, yandıkça içersin” ve eklemiş başkası “odun yanar kül olur, İnsan ölür kül olur” diye... En ki uykumla, uykusuzluk arasında kalmış halim... Sen ki sırf rüyamda gözlerine baktım diye günlerce mutlu olduğum... Sen ki ölümsüzlüğü sevdiren, toprakla haşır haşır neşir ettiren, Sen ki. Yalanların, dolanların içinde samimiyeti giyinmiş halisin... Ben ki senden ibaretim. Yolum aşk, yolum hak... Yolum Can… Yolum canan… Leyla da benim Mecnun da... Ben ki Hiç olmaya meyilli, bir cami avlusunda bir namaz vakti bekleyen. Ben ki sensizlikle şerbetlenmiş, bulmaya çalışan âşık. Ey yüreğimde ki aşk… Aralanan kapılar ardında, demlenen cümleler eşliğinde ruhumu dansa davet ediyorum ve alanı olmayan can pazarında canımı canana emanet ediyorum… Kapının önünde bekleyen Kedi! Teşekkür ederim…  Söz demlendi… (Bu yazı cami kapısının önünde bekleyen bir kediyi izlerken oluştu… Koskoca 2 gün bir tek satır yazamayan ben, kedinin kapalı kapının önünde ki bekleyişi bana kendi bekleyişimi hatırlattı. Söz demlendiğine göre hak şerbetinden içme vakti…)
Ekleme Tarihi: 19 Aralık 2023 - Salı

ARA’LIK (Kilitli kapılar ardında )

Her şeyin bir zamanı vardı elbette zamanı gelmeden meyve bile olgunlaşmıyordu. Lakin zamanı geçince acıyor bir manası kalmıyordu bazı şeylerin… Geçen gün yazmış olduğum yazı “zıt(çiçekler)” öz eleştiri yapmam gerekirse demlenmemiş cümlelerin topluluğu haline gelmiş. Zaman zaman kendi yazılarımı günler sonra hala duygusu var mı? Diye okumakta yarar görüyorum.

Geçtiğimiz hafta sonu 16.12.2023 de evden hiç çıkmadım. Bilgisayarın karşısına geçip bir iki satır bir şey yazayım dedim, olmadı… Tek bir satır yazamadan günü kapattım... Pazar günü, ellerim cebimde bir saatten fazla yürüdüm, insanları, sokakları, gökyüzünü izledim lakin yüreğim Cuma akşamı gidemediğim Cami avlusundaydı. Yatsı ezanı okunmuş dört duvar arasına sığmadığım o akşam çareyi kendimi dışarıya atmakta buldum. Bir şeyler çağırıyordu sanki ama kapılar kilitliydi, giremedim. Kilitli kapılar ardında kalan ruhuma gecenin soğuğu çare olmuyordu. Mana âleminde kaybolup, kendimi yola vurup saatlerce yürümek istedim. Bir şey ya da bir şeyler önümde yol olup beni bir bilinmeyene doğru çağırmış olsa da önümü kesen şey neydi anlayamadım… Bütün bir hafta bir cümle bile yazamayan ben;

18.12. 2023... Saat 06.57 ARA-LIK…

ARA-LIK... Merdiven başında aralanmayı bekleyen kapının eşiğinde bekliyorum... 

Varlığım, yokluğunla zaman çarkının içinde evrilirken yüreğim ocakta… Ocağın başında acı, acı kokan bir çay; Şubat'a daha var belli ki… ARA-LIK arada kalmış...   Günlerin, ayların sonunda belirtilen yılların pekte ehemmiyeti yok gibi aralanmayan kapıların yanında... En ufak bir aralık olsa kedi girecek hani, ama yok! 

Yokluğun can pazarında satılır mı sanırsın, canım canana emanetken peydahlanan ağıtlar neyin nesi? 

Aşk, pazarında üç beş esnaf,  renklere bürünmüş onca beden. Ölen bendim sen neredesin, dört inanmış adam da mı bulamazsın?

Evin önünde ki sarmaşıklara sırtımı sürtüyorum, kuru çelimsiz sarmaşık itiyor beni merdivenlerden. Kuru bir çalıya konan kuşu kovalamayan dala verilen incelik neyin nesiydi? O incelik neden sarmaşıkta yoktu? Kimin merhameti eksikti? Peki, neden insanlar arasında merhamet ve vicdan duyguları bu denli farklı? Kuru bir çalı bile olamayan insanlara yaşama hakkı neden verilir?

Aralık! Arala kapılarını arada kaldım. Ocağı bekliyorum, Ocakta bir çay... Lütfunla demle beni, oldur bir seher vakti, dipsiz kuyularda arındırılmış bir ben çıkar... Aradığım ne hoca de şeyhtir, canıma can verene buldur beni. 

“Cevrin beni öldürse de aşkından usanmam

Kanmam ebediyen sana kanmam sana kanmam

Hicrinle güzaf etse de ben ömrüme yanmam

Kanmam ebediyen sana kanmam sana kanmam”(Mustafa Reşit Bey)

M.Reşit Bey, sonsuz sevginin adını nakış, nakış işlerken kanmayacağını dile getirmiş. Başka bir üstat ise aşkı tuzlu suya benzetmekte fayda görmüş ki şu satırlar bugün karşımızda “İçtikçe yanarsın, yandıkça içersin” ve eklemiş başkası “odun yanar kül olur, İnsan ölür kül olur” diye...

En ki uykumla, uykusuzluk arasında kalmış halim...

Sen ki sırf rüyamda gözlerine baktım diye günlerce mutlu olduğum...

Sen ki ölümsüzlüğü sevdiren, toprakla haşır haşır neşir ettiren,

Sen ki.

Yalanların, dolanların içinde samimiyeti giyinmiş halisin...

Ben ki senden ibaretim. Yolum aşk, yolum hak... Yolum Can… Yolum canan…

Leyla da benim Mecnun da...

Ben ki Hiç olmaya meyilli, bir cami avlusunda bir namaz vakti bekleyen.

Ben ki sensizlikle şerbetlenmiş, bulmaya çalışan âşık.

Ey yüreğimde ki aşk… Aralanan kapılar ardında, demlenen cümleler eşliğinde ruhumu dansa davet ediyorum ve alanı olmayan can pazarında canımı canana emanet ediyorum…

Kapının önünde bekleyen Kedi! Teşekkür ederim…  Söz demlendi…

(Bu yazı cami kapısının önünde bekleyen bir kediyi izlerken oluştu… Koskoca 2 gün bir tek satır yazamayan ben, kedinin kapalı kapının önünde ki bekleyişi bana kendi bekleyişimi hatırlattı. Söz demlendiğine göre hak şerbetinden içme vakti…)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.