ISMAHAN ÇERİBAŞI
Köşe Yazarı
ISMAHAN ÇERİBAŞI
 

Boşanmak İstiyorum (Biten Neydi ki?)

Gönül evimin çiçekleri ezilmiş, dilimde beddualar sıra sıra dizilmiş. Çok aradım ölüm sahnesinden bir perde kendime. Ne yana baksam gün doğmamış üzerime... Elem gezer evimin saflarında... Bir otobüs uzanır caddeden ne getirir, nede götürür... Ağaçların arasında bir iki kuş...  Konuşmaktan yana nasibim yok bugün. Gün doğmamış üzerime, dilimde beddualar gezinir. ... Gök gürlüyor lakin yağmur yağmak bilmiyordu. Hava sıcak olabildiğince bunaltmıştı. Klimanın karşısında miskin bir kedi gibi uzanıp yemek dahi önüme gelsin dediğim o günlerde yalnız ve hastayım...  Bir koltuğun ucunda oturan kadın (adam) “Nasılsın?” Sorusunu sormaktan aciz... Oldum olalı televizyon izlemeyi sevmiyorum o gün istemsiz aldım elime kumandayı... Kadının(adamın) elinde telefon kulaklıkları takmış bir şeyler izliyor. Telefonu elinden alıp ne yaptığını baksam gericilik olur mu? Diye düşünmeden edemedim ... Kendi sesimi duyacak şekilde "özledim" dedim... Eşimi birkaç seslenmeden sonra sesimi duyurabildim.  "Yemek yok mu?" Sorusuna "bugün bir şey yapamadım tost yer misin?" Dedi. Susup kaldım. İşten geldikten sonra evde bulamadığım eşim yemek yapmamış. (Adam) Sabahtan akşama kadar görmediğim, akşam gelse de bir muhabbet etsek dediğim, adam gelir gelmez ‘yemek yok mu?’ Diye sorup koltuğuna oturdu. İnsan sormaz mı “Nasılsın?” Diye... Kendi sesimi duyacak şekilde "özledim" dedim... ‘Yemekten sonra yürüyelim mi biraz?’ Diye sordum. Sormaz olaydım... (Kadın) Kadın, adamdan. Adam, kadından yakınıyor. Aynı evin içinde konuşamayan bireyler birbirlerini tanımadan ömür tüketiyorlar... Elimizde bir telefon sabahtan akşama kadar oyun, saçma sapan videolar... Fenomen olabilmek için nasıl bir şaklabanlık yapacağımızı şaşırdık. Başörtülü bacılarım, eli çalışmaktan nasır tutmuş babalar abiler gitti yerine ne idüğü belirsiz palyaçolar peydah oldu...  Kadın da erkek de vazifelerini unuttu. Baba ya da Ana olma gayreti hayret verici şekilde bitmek üzere... Aldatmamalara yol açan oyunları ne demeli? Geçen arkadaş sağ tarafımda okey oynuyor. Filanca kahve ısmarladı dedi, tanıştık dedi. Nasıl diye irdelerken anladım ki okey oyunu oynarken kahve ikram ediliyormuş sanal ekrandan... Sonra adam buna yazmış muhabbet ilerlemiş... Kaç tane evli kadın, erkek internet üzerinden buldukları ile yuvasını dağıttı? Kaç cinayete, kaç deneme yapmak için ölüme sebep oldu bu sosyal medya? Sayısız... Her ailede bu sorun... Çocuk telefon olmadan yemek yemiyor, uyku uyumuyor, telefonla tehdit ettiğimiz çocuklar büyütüyoruz... Tadım, tuzum yok. Gözlerimin içine baksın diye yakındığım, aynı yastığa baş koyduğum adam yabancı… Anladım, boşanmak istiyorum. Nerede, nasıl bittiğini dahi anlamadığım evliliğimi bir oyun masasında kaybetmiş gibiyim. Elimdeki telefona bakıyorum birde eşime… Eşimde bulamadığım lakin telefonda bulduğum ne olabilirdi?  Peki, çocuk ne olacak? Muhtemelen bende kalırdı. (Kadın) Boşanmak istiyorum… Sessizliğin, hüznün rengini vermiş. Gülüşün bile kekremsi...  Dilin değil lakin Lisanı halin belli eder bilmezsin... Gözlerin uzaklara dalar gider, insanların yüzündeki gülüşlere mi yabancısın... Şahit mi olmadın yoksa gülmeyi mi unuttun bilmem ki? Bir okka huzursuzluk yatar yanında, ışıklar mı kapalı? Gecenin karanlığına mı daldın görmezsin? Kelamın yol buldurmaz, tohumların dikeni eline mi batar. Ne haldesin ne düşünürsün bilmem ki? Ne evde kalabiliyorum nede dışarıda boşanmak istiyorum. Farkındayım, hissediyorum eşimin soğukluğunu benden kaçışlarını. Elini tutamıyorum, sarılmayı unuttum sahi en son ne zaman sarılmıştım ki ona. Karım benim için süslenmeyi de bırakmıştı, özenmiyordu artık eve geliş saatlerimi. İşe giderken giyme diye üstelediğim en son dayanamadığım hatta yırtıp attığım eteğini yine almış kime süsleniyor, iş yerinde niye bu kadar makyaj yapıyor anlamıyorum ki. Evde huzuru olmayan kadınlar dışarda makyaj ile başkasına güzel görünmeye çalışır demişti ne kadar haklıydı acaba?  Canım sıkkın, tadım tuzum yok. Boşanmak istiyorum. Her gün yazan, çizen kadınlardan ne eksiği vardı ki eşimin, ben böylesine yabancı, o böylesine yabancı kalmıştı bana…. Bitti, hissediyorum bir şey hissetmediğimi. Boşanmak istiyorum. Ya aldatıyorum ya da aldatılıyorum. Güven sorunum yok biliyorum çünkü hiç güvenim kalmadı…. Gençler… Samimiyetsiz, bir heveslik kurulan yuvalarınız okey masasında, kahve köşelerinde yada bir iki tatlı cümleleri satarken, güven duygunuzun zamanla sevgiyi ve saygıyı bitirip yerini aldatmaya bıraktığı yaşamlar içinde sizler sakın evlilik temellerinizi sarsmayın… 
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2023 - Salı

Boşanmak İstiyorum (Biten Neydi ki?)

Gönül evimin çiçekleri ezilmiş, dilimde beddualar sıra sıra dizilmiş.

Çok aradım ölüm sahnesinden bir perde kendime. Ne yana baksam gün doğmamış üzerime...

Elem gezer evimin saflarında... Bir otobüs uzanır caddeden ne getirir, nede götürür... Ağaçların arasında bir iki kuş... 

Konuşmaktan yana nasibim yok bugün.

Gün doğmamış üzerime, dilimde beddualar gezinir.

... Gök gürlüyor lakin yağmur yağmak bilmiyordu. Hava sıcak olabildiğince bunaltmıştı. Klimanın karşısında miskin bir kedi gibi uzanıp yemek dahi önüme gelsin dediğim o günlerde yalnız ve hastayım... 

Bir koltuğun ucunda oturan kadın (adam) “Nasılsın?” Sorusunu sormaktan aciz... Oldum olalı televizyon izlemeyi sevmiyorum o gün istemsiz aldım elime kumandayı...

Kadının(adamın) elinde telefon kulaklıkları takmış bir şeyler izliyor. Telefonu elinden alıp ne yaptığını baksam gericilik olur mu? Diye düşünmeden edemedim ... Kendi sesimi duyacak şekilde "özledim" dedim... Eşimi birkaç seslenmeden sonra sesimi duyurabildim. 

"Yemek yok mu?" Sorusuna "bugün bir şey yapamadım tost yer misin?" Dedi. Susup kaldım. İşten geldikten sonra evde bulamadığım eşim yemek yapmamış. (Adam)

Sabahtan akşama kadar görmediğim, akşam gelse de bir muhabbet etsek dediğim, adam gelir gelmez ‘yemek yok mu?’ Diye sorup koltuğuna oturdu. İnsan sormaz mı “Nasılsın?” Diye... Kendi sesimi duyacak şekilde "özledim" dedim... ‘Yemekten sonra yürüyelim mi biraz?’ Diye sordum. Sormaz olaydım... (Kadın)

Kadın, adamdan. Adam, kadından yakınıyor. Aynı evin içinde konuşamayan bireyler birbirlerini tanımadan ömür tüketiyorlar... Elimizde bir telefon sabahtan akşama kadar oyun, saçma sapan videolar... Fenomen olabilmek için nasıl bir şaklabanlık yapacağımızı şaşırdık. Başörtülü bacılarım, eli çalışmaktan nasır tutmuş babalar abiler gitti yerine ne idüğü belirsiz palyaçolar peydah oldu... 

Kadın da erkek de vazifelerini unuttu. Baba ya da Ana olma gayreti hayret verici şekilde bitmek üzere... Aldatmamalara yol açan oyunları ne demeli? Geçen arkadaş sağ tarafımda okey oynuyor. Filanca kahve ısmarladı dedi, tanıştık dedi. Nasıl diye irdelerken anladım ki okey oyunu oynarken kahve ikram ediliyormuş sanal ekrandan... Sonra adam buna yazmış muhabbet ilerlemiş... Kaç tane evli kadın, erkek internet üzerinden buldukları ile yuvasını dağıttı? Kaç cinayete, kaç deneme yapmak için ölüme sebep oldu bu sosyal medya? Sayısız... Her ailede bu sorun... Çocuk telefon olmadan yemek yemiyor, uyku uyumuyor, telefonla tehdit ettiğimiz çocuklar büyütüyoruz...

Tadım, tuzum yok. Gözlerimin içine baksın diye yakındığım, aynı yastığa baş koyduğum adam yabancı… Anladım, boşanmak istiyorum. Nerede, nasıl bittiğini dahi anlamadığım evliliğimi bir oyun masasında kaybetmiş gibiyim. Elimdeki telefona bakıyorum birde eşime… Eşimde bulamadığım lakin telefonda bulduğum ne olabilirdi? 

Peki, çocuk ne olacak? Muhtemelen bende kalırdı. (Kadın)

Boşanmak istiyorum… Sessizliğin, hüznün rengini vermiş. Gülüşün bile kekremsi... 

Dilin değil lakin Lisanı halin belli eder bilmezsin...

Gözlerin uzaklara dalar gider, insanların yüzündeki gülüşlere mi yabancısın... Şahit mi olmadın yoksa gülmeyi mi unuttun bilmem ki? Bir okka huzursuzluk yatar yanında, ışıklar mı kapalı?

Gecenin karanlığına mı daldın görmezsin?

Kelamın yol buldurmaz, tohumların dikeni eline mi batar.

Ne haldesin ne düşünürsün bilmem ki?

Ne evde kalabiliyorum nede dışarıda boşanmak istiyorum. Farkındayım, hissediyorum eşimin soğukluğunu benden kaçışlarını. Elini tutamıyorum, sarılmayı unuttum sahi en son ne zaman sarılmıştım ki ona. Karım benim için süslenmeyi de bırakmıştı, özenmiyordu artık eve geliş saatlerimi. İşe giderken giyme diye üstelediğim en son dayanamadığım hatta yırtıp attığım eteğini yine almış kime süsleniyor, iş yerinde niye bu kadar makyaj yapıyor anlamıyorum ki. Evde huzuru olmayan kadınlar dışarda makyaj ile başkasına güzel görünmeye çalışır demişti ne kadar haklıydı acaba? 

Canım sıkkın, tadım tuzum yok. Boşanmak istiyorum. Her gün yazan, çizen kadınlardan ne eksiği vardı ki eşimin, ben böylesine yabancı, o böylesine yabancı kalmıştı bana….

Bitti, hissediyorum bir şey hissetmediğimi. Boşanmak istiyorum. Ya aldatıyorum ya da aldatılıyorum. Güven sorunum yok biliyorum çünkü hiç güvenim kalmadı….

Gençler… Samimiyetsiz, bir heveslik kurulan yuvalarınız okey masasında, kahve köşelerinde yada bir iki tatlı cümleleri satarken, güven duygunuzun zamanla sevgiyi ve saygıyı bitirip yerini aldatmaya bıraktığı yaşamlar içinde sizler sakın evlilik temellerinizi sarsmayın… 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.