ISMAHAN ÇERİBAŞI
Köşe Yazarı
ISMAHAN ÇERİBAŞI
 

MİSYONERLİK ve MİSYONERLER

Misyoner:  Hristiyanlık dinini yayma gayreti içinde olan kişi ya da kişilere denilir bu kabaca tabir hemen-hemen hepimizin bildiği bir tanımdır. Henüz Hristiyanlığı kabul etmemiş ülkelerde ya da biz Türkler gibi yeniliği açık ülkelerde çeşitli faaliyetler adı altında yürütülen Hristiyanlık propagandasının her türüne “misyonerlik” deniliyor... “misyoner, misyonerlik” bu tarz kelimeleri lise de sözünü, özünü güvendiğim insanlar ile tartışırken dile getirmiştik...   Nasıl mı? Şöyle ki; eskiden Feto Terör örgütünün kanalı olan,” Samanyolu” bana göre tamda bunu yapıyor idi. Dizinin adını hatırlamamak ile birlikte aklımda sadece "Sırat Köprüsü" mizanseniydi. Müslüman, Hristiyan ve Yahudi temsilcileri, bu köprüden hep birlikte geçiyordu. Yani Müslüman olan da olmayan da kurtuluşa eriyordu. Semavi dinlerden birine inanması yetiyordu... Ben bunun kanıtını bu işin ehli olan din görevlisi olan saygıdeğer üstatlara bırakıyorum...   Hristiyan batı kültüründe “misyonerlik” adı verilen faaliyetin tarihi, Hristiyanlık dini kadar eski ve bu faaliyette bulunan, papaz, rahip ve çeşitli Hristiyan din adamlarına “misyoner” denilirdi en azından bir kitapta okuduğumuzda anladığımız bu böyleydi...     Fakat şimdi çeşitli ülkelerden ülkemize Güzel sanatlar, tarihi eser, ya da dini konular üzerinde çeşitli araştırma yapmak ve güzel olmayanı güzelmiş gibi göstermek için insanlar gönderiliyor ve yıllarca ikametgah ediyor... siz hiç “aleykümselam selam” diyen Rus, Alman gördünüz mü? Ben, benden güzel Türkçe konuşan ecnebi insanlar gördüm. Devlet tarafından ihtiyaçları karşılanıp benim ülkemin insanlarını dışarı çıkaran ve orada kendi istedikleri gibi yöneten. Normalde bunlar televizyondan duymaya alışık olduğumuz, kitaplarda sürekli okuduğumuz ama hayatımızda hiç karşımıza çıkmayacak konular gibi gözükse de inanın öyle değil... Düşünsenize üniversite arkadaşınız var; Arkadaşınız yabancı ülkeden güzel sanatlar okumak için gelmiş normalde can ciğer kuzu sarması derler ya aynen öylesiniz ama yıllar sonra anlıyorsunuz ki görünen köye bile artık kılavuz şart...   Hiç kimse ama hiç kimse göründüğü gibi değil ve artık istenilen çok büyük... Zaten Fetö Örgütü de;  saf insanların elinde kılavuz olmadığı için düşmediler mi. (alt tabakada ki insanlar) Adam bakıyor ki; ‘ aaa bu iyi, dini öğretiyor, kızımı, oğlumu koruyor başına bir şey gelmez’  gibi düşünceler ile emanet ediyor. Fakat bir de bakıyorsun ki dinini öğrensin diye gönderdiğin evladın din tüccarı olmuş çıkmış... Yurtlarda yılbaşı eğlencesi düzenleyen bir cemaat evinden, öğrencilerin önüne konmayan sofranın öğrenciler evden çıktıktan sonra hazırlayan sözde öğreticiden kim nasibini alabilir ki... Sohbet adı altında dikeni gül diye uzatan gizli şeytanlıktan ne beklenir siz cevaplayın...
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2016 - Cuma

MİSYONERLİK ve MİSYONERLER

Misyoner:  Hristiyanlık dinini yayma gayreti içinde olan kişi ya da kişilere denilir bu kabaca tabir hemen-hemen hepimizin bildiği bir tanımdır. Henüz Hristiyanlığı kabul etmemiş ülkelerde ya da biz Türkler gibi yeniliği açık ülkelerde çeşitli faaliyetler adı altında yürütülen Hristiyanlık propagandasının her türüne “misyonerlik” deniliyor... “misyoner, misyonerlik” bu tarz kelimeleri lise de sözünü, özünü güvendiğim insanlar ile tartışırken dile getirmiştik...

 

Nasıl mı? Şöyle ki; eskiden Feto Terör örgütünün kanalı olan,” Samanyolu” bana göre tamda bunu yapıyor idi. Dizinin adını hatırlamamak ile birlikte aklımda sadece "Sırat Köprüsü" mizanseniydi. Müslüman, Hristiyan ve Yahudi temsilcileri, bu köprüden hep birlikte geçiyordu. Yani Müslüman olan da olmayan da kurtuluşa eriyordu. Semavi dinlerden birine inanması yetiyordu... Ben bunun kanıtını bu işin ehli olan din görevlisi olan saygıdeğer üstatlara bırakıyorum...

 

Hristiyan batı kültüründe “misyonerlik” adı verilen faaliyetin tarihi, Hristiyanlık dini kadar eski ve bu faaliyette bulunan, papaz, rahip ve çeşitli Hristiyan din adamlarına “misyoner” denilirdi en azından bir kitapta okuduğumuzda anladığımız bu böyleydi...

 

 

Fakat şimdi çeşitli ülkelerden ülkemize Güzel sanatlar, tarihi eser, ya da dini konular üzerinde çeşitli araştırma yapmak ve güzel olmayanı güzelmiş gibi göstermek için insanlar gönderiliyor ve yıllarca ikametgah ediyor... siz hiç “aleykümselam selam” diyen Rus, Alman gördünüz mü? Ben, benden güzel Türkçe konuşan ecnebi insanlar gördüm. Devlet tarafından ihtiyaçları karşılanıp benim ülkemin insanlarını dışarı çıkaran ve orada kendi istedikleri gibi yöneten. Normalde bunlar televizyondan duymaya alışık olduğumuz, kitaplarda sürekli okuduğumuz ama hayatımızda hiç karşımıza çıkmayacak konular gibi gözükse de inanın öyle değil... Düşünsenize üniversite arkadaşınız var; Arkadaşınız yabancı ülkeden güzel sanatlar okumak için gelmiş normalde can ciğer kuzu sarması derler ya aynen öylesiniz ama yıllar sonra anlıyorsunuz ki görünen köye bile artık kılavuz şart...

 

Hiç kimse ama hiç kimse göründüğü gibi değil ve artık istenilen çok büyük... Zaten Fetö Örgütü de;  saf insanların elinde kılavuz olmadığı için düşmediler mi. (alt tabakada ki insanlar) Adam bakıyor ki; ‘ aaa bu iyi, dini öğretiyor, kızımı, oğlumu koruyor başına bir şey gelmez’  gibi düşünceler ile emanet ediyor. Fakat bir de bakıyorsun ki dinini öğrensin diye gönderdiğin evladın din tüccarı olmuş çıkmış... Yurtlarda yılbaşı eğlencesi düzenleyen bir cemaat evinden, öğrencilerin önüne konmayan sofranın öğrenciler evden çıktıktan sonra hazırlayan sözde öğreticiden kim nasibini alabilir ki... Sohbet adı altında dikeni gül diye uzatan gizli şeytanlıktan ne beklenir siz cevaplayın...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.